Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15764 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18749 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Nihat Karahan ile davalı vek.Av....'ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl borçlunun...’ndan çektiği krediye kefil olduğunu, ayrıca adına kayıtlı gayrimenkulü teminat olarak gösterdiğini, müvekkilinin kefil olarak alacaklı bankaya 25.06.2013 tarihinde 30.000 TL.ödeme yaptığını, bu miktarın tahsili için girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, tarafların adi ortak olduğunu, ticari kredi sözleşmesi olduğu için davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının ipoteğin fekki amacıyla bu bedeli ödediğini, bankaya olan borç müvekkili tarafından ödenirken, bir başka ifade ile borçlunun temerrüdü ve/veya kredinin kat’ı söz konusu değilken yapılan ödemenin rücu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, davalının kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olduğu, ödeme yapan müteselsil kefil olan davacının TBK.nın 596.maddesi gereğince rücu hakkının bulunduğu, kefilin alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olacağı gerekçeleri ile davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faiz yürütülmesine, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK.nın ‘Def’iler” kenar başlıklı 591/1.maddesine göre; “Kefil asıl borçluya veya mirasçılarına ait olan ve asıl borçlunun ödeme güçsüzlüğünden doğmayan bütün def’ileri alacaklıya karşı ileri sürme hakkına sahip olduğu gibi bunları ileri sürmek zorundadır”. Aynı maddenin 3.fıkrasında ise; “Kefil, asıl borçluya ait def’ilerin varlığını bilmeksizin ödemede bulunursa, rücu hakkına sahip olur. Buna karşılık asıl borçlu, kefilin bu def’ileri bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse kefil, bunları ileri sürmüş olsaydı ödemeden kurtulacağı ölçüde rücu hakkını kaybeder” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda davalı borçlu, ödemeleri düzenli olarak yaptığını ve bu nedenle hesabın kat edilmemiş olduğunu savunmuş, krediyi veren dava dışı bankanın cevap yazısı ile de bu savunma doğrulanmıştır. Bu durumda mahkemece davacı kefilin durumunun yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.