Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15671 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4711 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 08/12/2014NUMARASI : 2013/339-2014/403Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlattığı takibe konu çekin hatır çeki olduğunu, çekin keşide tarihindeki değişikliğe ilişkin parafın müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu çeke ilişkin alınan bilirkişi raporu ile keşide tarihinde değişiklik yapıldığının ve buna ilişkin atılan parafın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, keşide tarihindeki tahrifat nedeniyle davacının bu çekle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, değişiklik öncesi keşide tarihi ile bankaya ibraz tarihi arasında yaklaşık 1 yıl süre geçtiği, kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların da kaybedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava konusu çekin keşide tarihinin 20.12.2012 iken 20.10.2013 olarak değiştirildiği, değişikliğe ilişkin parafın ise davacı keşideci eli ürünü olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Keşide tarihinde tahrifat yapılmış, ancak diğer unsurları tamam olan çek nedeniyle, ibraz süresi geçirildiğinden, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ise de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde alacaklının böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, alacağını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Temel ilişki bulunmaması halinde ise, 6762 sayılı TTK.nun 730. maddesi yollamasıyla 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak talebinde bulunulabilir. Davacının hatır çeki iddiası da şahsi def'i olup iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyecektir. Olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime ait bir görevdir. Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; hamiline düzenlenmiş olan dava konusu çekin arkasında ilk cironun dava dışı C. O. şirketine, sonraki cironun ise hamil olan davalı bankaya ait olduğu, davacıyla davalı arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı keşideci 6762 sayılı TTK'nun 644. maddesi (6102 sayılı TTK'nun 732. maddesi) uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece bu olgular ve kanuni düzenleme gözetilerek davacı keşideciye sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama imkanı tanınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.