Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15646 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18994 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek.Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...ın vefatıyla geriye miraççı olarak müvekkilleri ile davalılardan ...'ın kaldığını, murisin keşideci, davalı şirketin lehdar sıfatıyla yer aldığı toplam 7 adet bonoya dayalı şekilde davalı şirket tarafından müvekkilleri ve diğer davalı mirasçı ... aleyhine girişilen 2 ayrı icra takibi sırasında icra baskısıyla davalı şirket çalışanı adına yapılan taşınmaz satışıyla takip borçlarının ödendiğini, son olarak davalı şirket vekilince üzerine iptal yazısı yazılarak takip dışı 4 adet bononun da müvekkillerine teslim edilmiş ise de Cumhuriyet Savcılığına şikayet üzerine yürütülen soruşturmada gerek takiplere konu gerekse takip dışı bonolardaki keşideci imzalarının murise ait olmadığının davalı ... tarafından yetkili olmadığı halde muris adına atıldığının saptandığını belirterek, iki ayrı takibe konu bonolardan dolayı müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitiyle takibe konu ve takip dışı bonolar nedeniyle müvekkillerinden haksız şekilde tahsil edilen 45.240,00 TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalılardan tahsiline ve % 40 oranında tazminatın da ayrıca tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, müvekkili ile davacıların murisi arasında uzun süreli ilişki bulunduğunu, yapılan alışverişler sonucu bonoların verildiğini, vadesinde ödeme olmayınca takiplere konu edildiğini, davacı iddialarının doğru olmayıp hür iradeleriyle ödeme yapıldığını bildirerek, davanın reddini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacılardan tahsilini istemiştir.Diğer davalı, bu davada kendisine husumet yöneltilemeyeceği gibi, davacılarca kendisine ödenen bir para bulunmadığını, muris babası ...'ın hasta olduğu dönemde birlikte işlettikleri işyerinin borçlarının ödenmesi için senet düzenlenmesi gerektiğini, murisin bizzat davacılar yanında söylediğini, bu borçların babasının borçları olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacılar tarafından davalı şirket yetkilisi hakkında takibe konu bonolarla ilgili bonolar yönünden resmi evrakta sahtecilik suçlamasıyla ilgili yürütülen ceza soruşturması sonucunda takipsizlik kararı verildiği, davacılar tarafından dosyaya sunulan davalı yanca iade edildiği iddia edilen bonolar üzerindeki imza incelemesi sonucunda keşideci imzalarının davacılar murisine ait olmadığının belirlendiği, davalılardan ...'ın davacılar ile birlikte mirasçı olduğu, davaya konu bonoların alışveriş sonucu oluşan borca karşılık bazen muris, bazen de muris babasının bilgisi dahilinde kendisince düzenlendiğini kabul ve beyan ettiği, bu durum karşısında davacılar ve davalı ... adına diğer davalı yararına borç doğacağının açık olduğu, her ne kadar aldırılan bilirkişi raporuna itiraz edilerek yeniden rapor aldırılması istenmiş ise de davalı ...'ın kabul beyanı karşısında bu istemin bir değeri bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Davacılar aleyhlerine girişilen iki ayrı icra takibine dayanak bonolardaki keşideci imzalarının murislerine ait olmadığını, bonoların sahte bulunduğunu iddia etmişler ise de mahkemece anılan bu bonolar üzerinde imzaların keşideciye ait olup olmadığının tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Bu iddianın ispatına yönelik olarak takibe konu bonoların düzenleme tarihinden önceki tarihleri kapsayan murise ait incelemeye esas imzalarının bulunduğu asıl belgelerin ilgili yerlerden temin edilerek, konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılıp rapor aldırılarak ve ayrıca takip dışı olarak davalı yanca iade edildiği iddia edilen ve sahte olduğu ileri sürülen dört adet bonoyla ilgili olarak da bu bonolar üzerindeki iptal yazısı üzerinde davalı lehdar yetkilisine ait imza bulunmaması nedeniyle bu senetlerin her zaman tek yanlı olarak düzenlenebileceği hususunun da gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.