Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1564 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17897 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 29/04/2013NUMARASI : 2011/347-2013/94Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı şirket ile 16.01.2008 tarihli 500.000 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların bu sözleşmede müteselsil kefil olduklarını, kredi borcu ödenmeyince hesabı kat ederek takibe giriştiklerini ileri sürerek davalıların takibe yaptıkları haksız itirazlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne tahsilde tekerrür olmamak üzere 335.707,45 TL'nin 198.753,26 TL asıl alacağa dava tarihi olan 21.01.2011 tarihinden itibaren %36 oranında temerrüt faizi ve faize %5 oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle davalılardan tahsili için takibin devamına, kabul edilen alacak likit ve belirli olduğundan takdiren %40 oranında hesap edilen 80.832,40 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davacı banka, Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2010/978 esas sayılı icra dosyası ile yapmış olduğu ilamsız icra takibinde takip sebebi olarak “500.000 TL bedelli 16.01.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve Büyükçekmece 3. Noterliğinin 017298 yevmiye nolu 22.12.2009 tarihli ihtarnamesinden kaynaklı borç” için fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere, 200.850,78 TL asıl alacak + 158,47 TL BSMV + 3.169,59 TL işlemiş faiz toplamı 204.178,84 TL'nin tahsilini ve 200.850,78 TL asıl alacağa 02.02.2010 takip tarihinden itibaren işleyecek %72 oranında temerrüt faizi ve faizin %5'i oranında gider vergisi uygulanarak tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsilini talep etmiştir. Mahkemece alınan ve hükme esas alınan 01.08.2012 tarihli bilirkişi raporunda, davacı banka alacağının takip tarihi olan 02.02.2010 tarihi itibariyle “Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, 198.753,26 TL asıl alacak, 3.169,59 TL işlemiş %72 temerrüt faizi, 158,47 TL gider vergisi toplamı 202.081,32 TL alacak tutarı belirlenmiştir.” denilmiş devamında “...Takip tarihinden sonra, ancak dava tarihine kadar olan sürede yapılan tahsilatlar nazara alınarak, dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamada ise; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, 198.753,26 TL asıl alacak 130.432,56 TL işlemiş %72 temerrüt faizi, 6.521,63 TL gider vergisi toplamı 335.707,45 TL alacak tutarı belirlenmiştir.” şeklinde bildirilmiştir. Aynı bilirkişi raporunda 02.02.2010 takip tarihinden sonra davadan önce 23.02.2010-24.09.2010 tarihleri arasında davalı tarafın 12.479,71 TL ödemesi bulunduğu belirtilmiştir. Dava tarihi 21.01.2011 tarihidir. Davalı borçlularca takipten sonra davadan önce ödenmiş olan miktarın alacaktan mahsup edilerek bakiyesi üzerinden itirazın iptali davasının açılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan bu kısım için dava şartı olan hukuki yarar yokluğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, Dava, İİK 67. maddesi hükmü gereğince açılan itirazın iptali davası olup, bu tür davaların takibe sıkı sıkıya bağlı oldukları gözden kaçırılarak takip tarihi itibariyle alacaklı bankanın alacağının bilirkişi aracılığıyla hesaplattırılması, bu miktardan takipten sonra, davadan önce ödenen miktarın mahsup edilmesi ve kalan miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, toplam talep 204.178,84 TL olduğu halde bunu aşacak şekilde 335.707,45 TL üzerinden hüküm oluşturulması da talep aşımı olup, (HUMK 74) HMK 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil eder. Açıklanan bu yönler davalı yanca temyiz konusu edilmemiş ise de dava şartı va kanuna aykırılık yönleri re'sen temyiz incelemesi yapılabileceğinden, bu sebeple bozma nedeni yapılmıştır. Öte yandan, hükme esas alınan 14.01.2013 ve 19.03.2013 tarihli ek bilirkişi raporları ile asıl bilirkişi raporunda, akdi ve temerrüt faizi oranları bakımından çelişkiler bulunmaktadır. Yapılması gereken iş konusunda uzman bilirkişi kurulundan sözleşme hükümleri de gözetilerek bankanın talep edebileceği akdi ve temerrüt faizi oranının saptanarak yukarıdaki açıklamalarda gözetilerek takip tarihi itibariyle banka alacağının belirlenip varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken çelişkili, Yargıtay denetimine elverişli olmayan kök ve ek raporların hükme esas alınarak talep aşılacak şekilde dava tarihi itibariyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.