Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15627 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3787 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/09/2014NUMARASI : 2013/274-2014/502Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmaz üzerine davalı lehine kardeşi olan A. İ. işlettiği E. M. doğacak borçlarına teminat teşkil etmek üzere 180.000,00 TL bedelli azami limit ipoteği tesis edildiğini, davalının A. İ. kendisine olan borçları nedeniyle takip başlattığını, dava dışı lehine ipotek verilen A. İ. davalıya borcu olmadığını belirterek taşınmazı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi için yapılan Ankara 31. İcra Müdürlüğü' nün 2012/13026 sayılı takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dava dışı A. İ.borçlarını ödememesi nedeniyle hakkında takip başlattıklarını ve takibin kesinleştiğini, ancak alacaklarını tahsil edemeyince davacı tarafından teminat olarak verilen ipoteğin paraya çevrilmesi için Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2012/13026 sayılı takibini başlattıklarını, asıl borçlunun borca itiraz etmemesi nedeniyle davacının da borca itirazının kabul edilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dava dışı A. İ.aleyhine davalı şirket tarafından başlatılan takibin kesinleştiği ve bu dosyadan davalının alacağını tahsil edemediği, davacının borçlu A. İ.borçlarına teminat teşkil etmek üzere vermiş olduğu ipoteğin paraya çevrilmesi için davalının yaptığı takipte haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava Ankara 31. İcra Müdürlüğü' nün 212/13026 sayılı dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile takibin iptaline ilişkindir. Davaya konu takip rehnin paraya çevrilmesine ilişkin olup İİK' nun 149. maddesi gereğince takipte ipotek verenin yanı sıra asıl borçlunun da takip borçlusu olarak gösterilmesi gerekir. Asıl borçlunun takipte borçlu olarak gösterilmemiş olması nedeniyle davacı yönünden hukuken geçerlilik arz eden bir takip bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.