Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15620 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3718 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili müvekkilinin ... icra müdürlüğünün 2011/11096 sayılı dosyasında borçlu olan dava dışı ...'un borçlu olduğu senette kefil olduğunu, bu takipte asıl borçlu ...'ın 3.000 TL ödemesi üzerine 25.11.2011 tarihli tutanakta borcun kalan kısmının 4.667 TL olduğu konusunda dosya alacaklısı ile borçlunun mutabık kaldığını ve mutabık kalınan bu kısım için ödeme taahhüdü verildiğini, taahhüdün ihlali üzerine borçlu ...hakkında tazyik hapsi kararı verildiğini, tazyik hapsinden borçlu oğlu ...'u kurtarmak amacıyla davalı ...'un icra kefili olduğunu, davalının bu kefilliğinin davalıyı bono ilişkisine dahil etmeyip yalnızca takip borcuna kefil ettiğini, .... İcra Müdürlüğünün 2011/11096 sayılı takibinin ise ödeme nedeniyle işlemden kaldırıldığını, bu ödemenin borcu sona erdirdiğini ve böylece müvekkilinin kefil sıfatının asıl borç ilişkisi ile birlikte sona erdiğini, borcun dayanağı olan bononun da artık bedelsiz olması nedeniyle ciro edilemeyeceğini, icra kefili olup takip konusu bononun bir kısmı kadar ödeme yapmış olan davalıya bononun icra müdürlüğünce teslim edilmesinin doğru olmadığını, davacının icra kefili olarak yaptığı ödemeyi asıl borçlu olan oğlu ...'dan rücuan isteyebileceğini ve müvekkilinden rücuan talepte bulunmasının mümkün olmadığını, ancak buna rağmen davalının söz konusu bonoyu icra müdürlüğünden teslim alması sonrasında .... İcra Müdürlüğünün 2013/2265 sayılı takibine konu ettiğini ve tüm bono bedeli için müvekkili aleyhine takibe giriştiğini ileri sürerek belirttiği gerekçelerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili müvekkilinin .... İcra Müdürlüğünün 2011/11096 nolu dosyasında belirtilen borcu kefil sıfatıyla ödediğini ve borçlulardan birisi olan davalı hakkında seçimlik hakkını kullanarak ....İcra Müdürlüğünün 2013/2265 sayılı takibini başlattığını, davacının bu takip nedeniyle ....İcra Mahkemesinde açtığı 2013/84 esas nolu tebliğ usulsüzlüğü şikâyeti ve takibin iptali davasının reddedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece icra kefili olan davalının ödemede bulunduktan sonra, asıl borçlu ile birlikte bonoda müşterek borçlu müteselsil kefil olan şahsa ya da bunlardan birine başvurarak ödediği bedelin rücuan tahsilini isteyebileceği, alacaklının müteselsil borçlulardan birine yada her ikisine her zaman başvurma imkânının bulunduğu, asıl borçlunun ödeme yaptıktan sonra kefile rücu edemeyeceğini ancak davalının icra kefili olup asıl borçlu sıfatı bulunmadığı için gerek asıl borçlu gerekse de müşterek borçlu müteselsil kefil aleyhine takipte bulunabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan bütün temyiz itirazlarının reddine, 2-Mahkemece icra kefili olarak borcu üstlenip borcu ödeyen davalının borçlu olarak icra takibinde yer alan ve dayanak bonoda müşterek ve müteselsil borçlu olan davacıdan isteme hakkının bulunduğu yönündeki gerekçe yerinde olmakla beraber davalının icra kefili olarak ödemede bulunduğu miktarı talep ve rücu etme hakkı bulunduğu asıl borçlu tarafından yapılan ödemeleri talep etme hakkı bulunmadığı dikkate alınmaksızın mahkemece davalının davacıya tüm bono bedelinden dolayı borçlu olduğu yönünde kabulü ile davanın tamamen reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle 1 nolu bentte belirtildiği üzere davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte belirtilen gerekçelerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.