Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15610 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3418 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili müvekkilinin davalı şirket ile 17/11/2008 tarihli ve 5 yıl süreli...sözleşmesi ve 27/05/2008 tarihli protokol hükümleri gereğince mülkiyeti müvekkiline ait akaryakıt istasyonunu davalının bayisi sıfatıyla ve ... altında işlettiğini, sözleşme ilişkisi ve protokol hükümlerine ilişkin edimlerin ticari ilişkinin kurulduğu tarihten itibaren müvekkili tarafından eksiksiz olarak yerine getirildiğini, ancak davalının müvekkili aleyhine... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/183 Esas sayılı dosyasında sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açtığını, dava sırasında müvekkili ile davalı arasında 15/06/2010 tarihinde sulh protokolü düzenlendiğini, bayilik sözleşmesi ve protokolden oluşan dikey ilişkinin 5 yıllık yasal süresinin sona ermesi ile ticari ilişkinin sona erdiğini, ancak davalının müvekkilinin 1.346 metreküp eksik mal alımı yaptığını ileri sürerek ticari ilişkinin sona erdiği tarihten sonrasına ait 31/05/2013 tarihli fatura düzenleyerek 200.766,95 TL lik cezai şart talebinde bulunduğunu, bunun kabul edilemez olması nedeniyle faturanın iade edildiğini, tekrar gönderilen faturada bu kez 2.150 metreküp eksik alım yapıldığının belirtildiğini ve 200.000 TL lik alım yapılacak vadeli malların bedelinin teminatını oluşturan teminat mektubunun nakde çevrilmek istendiğini, davalının ileri sürdüğü alım miktarlarının gerçek durumu yansıtmadığını ileri sürerek davalıya borçlarının bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle mektup bedelinin nakde çevrilme tarihi olan 18/07/2013 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan istirdat yoluyla tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davacının protokolün 2. maddesine göre eksik mal alımı yaptığını, eksik mal alımına yönelik düzenlenen 236.905 TL lik faturayı önce iade ettiğini, sonra bu bedelin 200.000 TL'sini müvekkilinin ... şubesine havale ettiğini, ödemenin tamamen davacı yanın rızası ile olduğunu, ancak bu paranın usulsüz şekilde müvekkili hesabından banka tarafından geri çekildiğini, bu çekilme işleminin davacının kabul iradesini değiştirmeyeceğini, davacıdan usulsüz çekilen paranın tekrar hesaba iadesinin talep edildiği, aksi halde teminat mektubunun nakde çevrileceğinin belirtildiğini, iade olmaması üzerine teminat mektubunun nakde çevrildiğini, cezai şart isteklerinin yerinde olduğunu, davacının sunduğu ödeme belgelerinin 15 yıl için birlikte çalışma koşulu ile verilen kredi ve yatırım bedelinin rekabet kurulunun kararı gereğince sözleşmenin 5 yılla sınırlandırılması nedeniyle 10 yıllık kısmına tekabül eden kısmı olduğunu, hizmet bedelinin 5 yıla tekabül eden kısmının davacıdan geri alınmadığını, bu kısmı davacının hak edebilmesi için taahhüt ettiği alımı gerçekleştirmesi gerektiğini, taahhüdün gerçekleştirilmemesinin müeyyidesinin cezai şart olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalının dava konusu teminat mektubunun nakde çevrildiği tarih itibariyle davacıdan cari hesaptan 371,27 TL lik alacak kaydı mevcut olduğu ancak davalı tarafından cari hesap alacağına ilişkin takas-mahsup talebi olmadığından bu miktarın dava yönünden değerlendirme dışı bırakılmış olduğu, yanlar arasındaki sözleşme ilişkisinin sonlanmasından sonra davalının cezai şart adı altında düzenleyip tahsilini istediği fatura bedelini talep etmesinde hukuka uygunluk görülmediği ve teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 15.06.2010 tarihli sulh protokolü... Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2010/183 Esas sayılı davanın konusuna ilişkin olup dava konusu teminat mektubu ise yine taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince verilmiştir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan edimlerin garantisi konusunda verilen teminat mektubunun teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, taraflar arasındaki ticari ilişki ve sözleşme hükümleri hep birlikte değerlendirilerek davalının davacıdan herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığı var ise miktarı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.