MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ile avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, icra takibine konu senedin müvekkilinin sahibi olduğu ...'nin 09.09.1991 tarihinde ...'den kullanılan kredi karşılığında müvekkili ile birlikte davalı ve ortağı ...adına kayıtlı 2 adet taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek karşılığı icra takibine konu bononun teminat amaçlı ve vade kısmı boş olarak imzalanıp davalıya verildiğini, söz konusu senede 17 yıl sonra 22.12.2010 olarak vade tarihi ve bedelinin eski parayla 600.000.000.000 TL olarak yazıldığını, ...'nın 23.12.2011 tarihli yazısı ile de bildirildiği üzere ibraz olunan ipotek senetlerinde dava konusu senetten dolayı davalının taşınmazının satılmayıp aksine müvekkilinin taşınmazının satılarak borcun ödendiğini, dolayısıyla iş bu icra takibine konu teminat senedi sebebiyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, davalının müvekkilinin şikayeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan 2011/369 E. sayılı soruşturma dosyasında 05.01.2012 tarihli ifadesinde dava konusu senedin söz konusu kredi ilişkisi için verildiğini kabul ve ikrar ettiğini, soruşturma sonunda davalı hakkında... Sulh Ceza Mahkemesi'nde açığa atılan imzanın kötüye kullanılması sebebiyle dava açıldığını, icra baskısı altında olan davalının mağduriyetini önlemek için müvekkili tarafından davalıya 03.09.2009 tarihinde 2000 Dolar karşılığı 3008 TL., 03.03.2010 günü 2000 Dolar karşılığı 3008 TL ödeme yaptığını ileri sürerek müvekkilinin icra takibi ve takip dayanağı bono sebebiyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, aynı senet sebebiyle davacı tarafından icra takibinin iptali için ... İcra Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın derdest olduğundan bahisle derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkili hakkında davacının .... adına ...orcunu ödememesi üzerine müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte toplam 1.300.000.000 TL borcun anılan bankaya müvekkili tarafından ödendiğini, bunun üzerine taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, ancak diğer taşınmazların icra kanalıyla satıldığını, müvekkilinin zararı karşılığında davacı ile yapılan 24.05.1994 tarihli anlaşmaya istinaden dava konusu senedin verildiğini, müvekkili ile davacının dost olması ve davacının ekonomik yönden zor durumda olması sebebiyle senedin vade tarihinin ileride belirlenmesi ve uzun olması hususunda anlaştıklarını, davacının 03.09.2009 ve 03.03.2010 tarihinde yapmış olduğu kısmi ödemeleri kabulünden de anlaşılacağı üzere tarafların borcun vadesini sonradan kararlaştırdıklarını ileri sürerek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. .../...Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı tarafın söz konusu bononun davacının ...ğu kredinin zamanında ödenmemesi sebebiyle, müvekkile ait taşınmazların satılması ve müvekkil tarafından yapılmak zorunda kalınan ödemeler sonucunda uğramış olduğu zararının tazmini için düzenlendiği ve davacınında bu duruma rıza gösterdiği yönündeki iddiasının senet üzerinde yer alan “nakten” ibaresi ile ispatlandığı, davacının bu iddianın aksini HMK'nın 201. maddesi hükmü uyarınca bu nitelikte her hangi bir yazılı belge ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu senedin vade ve bedel kısmı boş ve teminat amaçlı olarak verildiği ve kredi borcunun davacının kendi taşınmazları satılarak ödendiği iddiasıyla bono ve takip sebebiyle İİK'nın 72. maddesi hükmü uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosyaya ibraz edilen davalının savunmasına konu ve davacı tarafça itiraz edilmeyen 24.05.1994 tarihli anlaşma örneğinin içeriğinde ; “Yukarıdaki tapu devirleri ile mali sorunların temizlenmesine kadar teminat olarak ... borçlu, ... alacaklı, vadesi ve para miktarı açık olan 24.05.1994 tanzim tarihli 1 adet senet ... tarafından ...'a verilmiştir. Arsalar üzerindeki mali sorunlar temizlenmediği ve tapu devirleri yapılamadığı takdirde bunlardan doğacak olan tüm zararlar karşılığında, açık olan senedi dilediği miktarda doldurarak kullanmasını ... kabul eder” denilmiştir. Bu anlaşmanın içeriğinden söz konusu bononun tapu devirleri ve mali sorunların temizlenmesi için teminat olarak ve boş olarak verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı teminat olarak verilen bonodan dolayı söz konusu anlaşmadan kaynaklanan zararının ne olduğunu ispatla yükümlüdür. Davalı ancak ispatladığı zarar miktarı kadar davacıdan talepte bulunabilir. Mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek davacıya yüklenilmesi doğru görülmemiştir. O halde mahkemece tarafların delilleri toplanarak, dava konusu senet sebebiyle davalının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan sanık sıfatıyla yargılandığı, davacının müştekisi olduğu ... Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/127 E. sayılı ceza dosyası getirtilerek davaya etkisi üzerinde durulup yerinde tartışılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.