MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu 06.11.2009 tarih, 265.000,00 TL bedelli çekin dava dışı şirket ortağı tarafından düzenlenerek imzalandığını, şirket adına çek düzenleyen ortağın sorumlu olduğunu, çekin karşılığının bulunmaması üzerine davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, şirket ortağının şirket borcundan sorumlu olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, çekin dava dışı şirket adına davalı tarafından imzalandığını, limited şirketlerde ortakların sorumluluğunun sermaye koyma borcu ile sınırlı olup, ortaklığın borçlarından şahsen sorumlu olmayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin 19.02.2015 tarih, 2014/16258 Esas ve 2015/2241 Karar sayılı ilamı ile; “Dava, çeke dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı, çek keşide tarihinde keşideci görünen dava dışı şirketi münferit imza ile temsil yetkisi olmadığı veya çek düzenleme konusunda yetki verilmediği halde çek keşide etmesi nedeniyle kendi imzasından şahsen sorumludur. Mahkemece davalının şirket ortağı olması nedeniyle şirket borcundan şahsen sorumlu olmayacağı yönündeki hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılama neticesinde şirket müdürü olan Şahin Karakaş’ın; dava konusu çek sahibi şirketin ticari mümessili olduğu, davalı ...’u ise ticari vekil olarak atadığı ve davalıya ... 1. Noterliği’nin 07.08.2009 tarih, 22469 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile şirket adına çek düzenleme yetkisi verildiği anlaşılmış olup, her ne kadar mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ise de; davalı tarafça sunulan ... 1. Noterliği’nin vekaletnamesinde davalıya yetki verildiği, bu hususun bozmadan sonra ortaya çıktığı, dolayısıyla bozma ilamına uyulmasının davacı lehine müktesap hak oluşturmayacağı, yeni bir delil sunulduğu gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında özetle; “Davanın çeke dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, davalının çek keşide tarihinde keşideci görünen dava dışı şirketi münferit imza ile temsile yetkisinin bulunmadığı veya çek düzenleme konusunda yetki verilmediği halde çek keşide etmesi nedeniyle kendi imzasından şahsen sorumlu olduğu mahkemece davalının şirket ortağı olması nedeniyle şirket borcundan şahsen sorumlu olmayacağı yönündeki hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği” belirtilmiştir. Bozma kararımıza karşı tashihi karar talebinde bulunulmamıştır. Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiş, bozmadan sonra dosyaya sunulan vekaletname içeriğinden dava dışı şirket tarafından davalıya çek düzenleme yetkisinin verilmiş olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Bozma ilamına uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak oluşur. Bozma ilamına uyan mahkeme, belirtilen bu ilke karşısında bozma ilamında açıklanan bozma gerekçeleri çerçevesinde araştırma ve inceleme yapmak zorundadır. Borcu söndüren işlemler dışında bozmadan sonra yeni vakıa ve delillerin sunulması hem usuli kazanılmış hak kuralına hem de savunmanın genişletilmesi yasağına aykırılık oluşturur. Kaldı ki dava konusu çekte davalı keşideci görünmektedir. Başka bir anlatımla çeki dava dışı şirket adına vekil sıfatı ile imzaladığına dair bir açıklama bulunmamaktadır. Ne var ki somut olayda çekin dava dışı şirket adına imzalandığı, ancak davalının şirketi temsile yetkili olmadığı hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamı ile kabul edilmiş bulunmasına göre, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 678. maddesi uyarınca davalının bu çekten dolayı bizzat sorumluluğu bulunduğu gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.