Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15531 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9545 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. ) Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde, taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu bonodaki imza her ne kadar müvekkiline ait ise de senetteki yazıların müvekkiline ait olmadığını, hileli yollarla elde edilen boş senedin doldurularak takibe konulduğunu, davacının davalıya borcunun bulunmadığını iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, iddiaların asılsız olduğunu, davacı tarafın iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Davacı asil 03/03/2016 tarihli son celse, davalıdan daha önceleri ilaç ve tohum aldığını, bu nedenle imzalı boş senet vermiş olabileceğini hatırlamadığını beyan etmiştir.Mahkemece, TTK’nun 773/2-f maddelerine göre bonolarda da uygulama olanağı bulunan aynı yasanın 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlemesinin mümkün olup, açık bono düzenlenmesi durumunda ise açık bononun aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının kural olarak hamile karşı ileri sürülemeyeceği, sadece hamilin senedi iktisabı sırasında kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunduğunun ispat edilememesi durumunda hamile karşı ileri sürülebileceği, somut olayda davacı keşidecinin, dinlenen tanık beyanları ile davalıyla aralarında bononun düzenlenme tarihi itibariyle herhangi bir borç ilişkisinin bulunmadığını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olup, dava konusu bonoda davacı keşideci, davalı ise lehtar durumundadır Yerel mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi açığa senet düzenlenmesi mümkün olup, senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını yazılı delille ispatlaması gerekir.Somut olayda, davacı tarafından bu hususta yazılı delil sunulamamıştır. HMK’nun 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddia ve def’inin senetle ispatı gerekir. Mahkemece bu kurallar gözetilmeksizin tanık dinlenerek sonuca gidilmesi uygun olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.