MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ....'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı şirketin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketi davalıya sattığı mal karşılığı düzenlenen 2 adet fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki 17.02.2003 tarihli protokolün 7. maddesi uyarınca müvekkili şirketin davacıya 100.000 ABD Doları ödeme yaptığını, aynı protokol ile taraflar arasındaki sözleşmenin sonlanması halinde kredinin muaccel olacağı ve fesih tarihinden itibaren 2 (iki) iş günü içinde PO'ya iadeten ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bayilik ilişkisi 2010 yılında sonlandırılmasına rağmen davacının geri ödemesi gereken kredi borcunu ödemediğini, davacının icra takibi yapması üzerine ödenen meblağ takip tutarından mahsup edilerek bakiye borcun fer'ileri ile ödenip, kalan kısma itiraz edildiğini, TBK. md. 139/2 gereği takas yapılmasında yasal bir engel olmayıp, müvekkili şirketin itirazında haklı olduğunu savunarak davanın reddi ile kötüniyetli davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 2010 yılında sonlandırıldığı ancak davacının davalıya geri ödemesi gereken kredi borcunu ödemediği, borcun muaccel olduğu, bu sebeple davacı tarafça takibe konu edilen davalı defterlerinde kayıtlı faturaların bedelinden sözleşmenin sona erdirilmesi sonrasında davalı tarafın 175.481,30 TL tutarındaki senet bedelini mahsup etmesinin yerinde olduğu, usulüne uygun tutulan davalı taraf ticari defter ve kayıtlarındaki davacı yana düzenlenen 14.10.2010 tarihli envanter satış açıklamalı KDV dahil 10.301,66 TL tutarındaki fatura bedelinin de mahsup edildikten sonra takip tarihi itibariyle davalının ticari defterlerinde davacıya 10.982,99 TL borçlu olduğu miktarında icra dosyasına yatırıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğindeki protokolde yer alan hükümler çerçevesinde davalı tarafın takas savunmasının ve takas talebinin yerinde olduğu, davalının tazminat talebinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı alacaklı davalı tarafa ihtarname keşide ederek temerrüde düşürmüştür. Davalı açılan davada takas def'inde bulunarak davacı alacağını kabul etmiştir. Bu durumda davalının takas def'inde bulunduğu tarih itibariyle davacının alacağının tespit edilip belirlenmesi, takas dermeyan edilen davalı alacağından fazla bir alacak miktarı belirlenirse bu yönden davacının talebinin kabulü gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer, davalının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.