MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, davalının müvekkilinin kayınpederi olduğunu, toplamda 6650 Euro ve 2500 .... Doları nakit elden müvekkiline para verdiğini ve boş bono aldığını ancak bononun anlaşmaya aykırı doldurularak icra takibine konulduğunu iddia ederek, müvekkilinin davalıya kambiyo senedinden kaynaklı 200.000 TL borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini, elden nakit olarak davacıdan borç alan davalının imzasını inkar etmediği senedi verip, borcunu ödemediğini savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının, davalı kayınpederinin kızını götürme tehdidi ile istemeyerek zorla senet imzaladığını, yine senedin boş olduğunu, anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğunu iddia ettiğini bu iddiaların davalı tarafça kabul edilmediği, her ne kadar davacı taraf korkutmanın etkisiyle senedi imzaladığını ileri sürmüşse de bahsettiği iddianın korkutma mahiyetinde olmadığı gibi senedin tanzim tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, imzası açıkça inkar edilmeyen senet yönünden anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının taraflar arasındaki borç ilişkisi senede bağlandığından aksinin ancak senetle ispatlanması gerektiği, davacının takibe konu senedin aksini yazılı bir belge ile ispat edemediği, yemin delilinden vazgeçtiğini bildirdiği böylece davacının davasını ispat edemediği, davalının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK, yazılı yargılama usulünde beş aşama öngörmüştür. Bunlar dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır. Mahkemece ön inceleme aşaması yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek tahkikat aşamasında yazılı şekilde karar verilmesi aynı kanunun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkına aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.