MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirmesine rağmen, davalı şirketin borçlarını ifa etmediğini, bunun üzerine davalı şirket hakkında takip başlattıklarını, davalı şirketin 12.648,86 TL borcu kabul ederek ödeme yaptığını, bakiye kalan 8.058,27 TL'ye itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı şirketin vadesi geçtikten sonra yaptığı ödemelerin miktar ve tarihleri dikkate alınarak vade tarihi olan 02.08.2008 tarihinden itibaren işlemiş ticari avans faizinin tespiti ile tahsiline, 8.058,27 TL bakiye alacağın 02/08/2008 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin yapılan anlaşma gereği aldığı ürünleri koşulsuz iade etme hakkı olduğunu, borçlu olunan miktarın ve ferilerinin davacıya ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı ticari defterlerine göre herhangi bir alacağın bulunmadığı, davacı defterlerinin davalı defterlerindeki kayıtlarla örtüşmediği gibi kendi içinde de tutarlı olmadığı, sunulan deliller ile yapılan incelemelere göre davacının alacağının varlığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.05.2014 tarih, 2014/5784 Esas ve 2014/9274 Karar sayılı bozma ilamında ;”Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporları yeterli inceleme ve değerlendirmeyi içermediği gibi, tarafların delil listesinde yer alan ve karardan sonra dava dosyasına kazandırılan belgeler de bilirkişi raporunda incelenmemiş ve yargılamada da tartışılmamıştır. Mahkemece, dosyanın bir bütün halinde yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek, taraf ticari defterlerinin incelenmesi, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, alacak-borç durumunun tespit edilmesi, varsa defterlerdeki uyuşmazlık noktalarının ve nedenlerinin belirlenmesi ve netice itibari ile davacının dava tarihi itibariyle davalı yandan bir alacağının olup olmadığının tespiti ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş,mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı yan teslim alınan malın sözleşmedeki özelliği taşımaması nedeniyle iade edildiğini kanıtlayamadığından iki fatura yönünden davacı alacağının mahsup edilmemesi gerektiği,diğer yandan 03.06.2008 günlü faturanın da davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı,fatura konusu hizmetin verildiğine ilişkin bir kanıt da sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne,itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava alacak davası niteliğinde açılmış olup,mahkemece açılan bu alacak davasının,itirazın iptali davası şeklinde yorumlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.