Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15477 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13116 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Dosyada Dairemizce verilmiş 3 ayrı bozma kararı bulunmaktadır.Dairemizin 11.12.2012 tarihli ilk bozma kararında özetle; “Davacının, davalı tarafından takibe konu edilen senetlerin üst tarafının farklı bir belgeden oluşturulduğunu ve daha sonra doldurulduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediği,mahkemece boş olarak verilen senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ispat yükünün davacıda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilip, boş bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden kişinin bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu,ancak davacının sadece imzalı boş senedin sonradan doldurulduğunu ileri sürmeyip, aynı zamanda başka bir belgeden yararlanılmak suretiyle takip ve dava konusu senedin oluşturulduğunu iddia ettiği, mahkemece davacının bu iddiası üzerinde durulmadan sadece Cumhuriyet Savcılığınca yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, davacı keşidecinin belirtilen iddiası yönünden mahkemece yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü yönünde verilen 2. karar bu kez Dairemizin 18.11.2013 tarihli bozma kararı ile 6100 sayılı HMK’nın 297/2 ve 294. maddelerine uygun biçimde hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.Dairemizin 2. bozma kararına mahkemece uyulduktan sonra verilen davanın kabulüne yönelik 3. kararı ise bu kez Dairemizin 25.06.2015 tarihli bozma kararı ile hükmün gerekçesiz olması nedeniyle bozulmuştur.Görüldüğü gibi Dairemizin ilk bozma kararı esasa ilişkin olup,sonraki bozma kararları usule ilişkindir. Mahkemece tüm bozma kararlarına uyulmuş olmasına rağmen esasa ilişkin ilk bozma kararında belirtilen eksik incelemenin tamamlanması yönünde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamış ve böylece bozma kararına uyulduğu halde bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir.Bozma kararına uyulmakla,bozma kararında belirtilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılması gerektiği yönünden, bir taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmaktadır. O halde mahkemece Dairemizin 11.12.2012 tarihli bozma kararı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak,deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.