MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av.... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine iki ayrı icra dosyasından toplam 10 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, müvekkili şirketin çeklerde avalist olarak göründüğünü, ancak müvekkili şirketi borç altına sokacak işlemlerde yönetim kurulu başkanı ... ile yönetim kurulu üyesi....’ın birlikte imzalarının bulunması gerektiğini, takip konusu çeklerde iki imza bulunmadığını, sadece yönetim kurulu başkanı ...’a ait tek imzanın bulunduğu, bu sebeple verilen avallerin geçersiz olduğunu iddia ederek müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, % 20 oranında kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı şirket adına ...’ın davalı şirket ile devam eden aynı ticari ilişkide münferiden yapmış olduğu işlemlerin taraflarca benimsendiği, bu güven sonrası davacı şirketin dava konusu olan çeklerden dolayı sadece temsilci ...’ın imzasının bulunduğunu ileri sürmek sureti ile açılan davanın kabulünü talep etmesinin davacı şirket açısından hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, nitekim TBK. m. 41’e göre bir hukuki işlem biçime bağlı olsa dahi yetki verilmesinin herhangi bir şekle bağlı olmadığı, dava konusu çeklerdeki avalist imzalarının davacı şirketi bağladığı gerekçesiyle davanın ve davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı şirketin dava konusu çeklerde avalist olarak göründüğü dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Aval veren davacı şirketi keşide tarihi itibariyle temsile yönetim kurulu başkanı ... ile yönetim kurulu üyesi....’ın birlikte yetkili oldukları ticaret sicil kaydından anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla şirketi temsile tek kişi değil, iki kişi birlikte yetkili kılınmıştır. Bu itibarla çekleri imzalayan ... davacı şirketi temsile tek başına yetkili bulunmadığından, bu çekler nedeniyle davacı şirketin aval veren sıfatıyla sorumluluğundan söz edilemez. Açıklanan sebeplerle, mahkemece somut olay bakımından delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.