Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15369 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10164 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Selendi Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/03/2015NUMARASI : 2015/18-2015/61Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalılar ile müvekkili arasında yapılan eczane devri protokolü içeriğine göre davalılara müvekkili tarafından keşide edilen 112.000,00 TL bedelli bononun verildiğini, bedelinin ödenmesine rağmen müvekkili aleyhine bonoya dayalı icra takibi yapıldığını belirterek takibe konu bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı G.. K.. vekili ve davalı Y.. B.., ödemelerin bir kısmının davacının başka bir borcu karşılığı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin davanın reddine yönelik verdiği 03/12/2013 tarihli, 2013/96 Esas, 2013/90 sayılı Kararı, Dairemizin 20/11/2014 tarih, 2014/7578 Esas ve 2014/16665 sayılı ilamında belirtilen "Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 31.03.2010 tarihli mutabakat uyarınca uyuşmazlık konusu olan 112.500,00 TL bedelli bononun 2010 yılı Nisan, Mayıs Haziran aylarında ödeneceği kararlaştırılmış, dava konusu olmayan bononun ise Haziran ayından sonra başlayan taksitlerle ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından yapılan ödemelerin öncelikle mutabakat gereği 112.500,00 TL bedelli bonodan mahsubu gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bir kısım ödemelerin dava dışı bonodan mahsup edilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir." gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne ve kötüniyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı G.. K.. vekilinin tüm, davalı Y.. B.. vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir..../...2-İİK 72/5. maddesinde '' ... Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine, borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir...'' denilmektedir. Somut olay bakımından aleyhine tazminata hükmolunan davalılardan Y.. B.. takibe dayanak senette lehdar olarak yer almakta olup, diğer davalı G.. K..'ın ciro yoluyla hamil sıfatıyla davacı keşideci aleyhine icra takibi başlattığı görülmektedir. Bu olgular karşısında takipte alacaklı sıfatı bulunmayan davalı lehdar Y.. B.. aleyhine tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı G.. K.. vekilinin tüm, davalı Y.. B.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı Y.. B.. lehine BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.