Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15365 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8918 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkilinin araç kiralaması sonucu .... isimli işyerine verdiği ve daha sonra aracın trafik cezası olması nedeniyle iade edilmeyen senedin davalı tarafından ele geçirilerek, araç kiralama sözleşmesine aykırı olarak doldurup, haksız kazanç sağlamak amacıyla kötüniyetle icra takibine konulduğunu, senet lehdarı gözüken davalıya müvekkilinin borcunun bulunmadığını, müvekkilinin eski nişanlısının kız kardeşi olan davalı ile eskiye dayalı bir husumet bulunduğunu iddia ederek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre taraflar arasında borç ilişkisinin varlığının kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacının şikayeti üzerine dava konusu senetle ilgili davalı aleyhine hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirmek suretiyle belgede sahtecilik suçundan ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/673 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve derdest olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca, mahkemece 6098 sayılı TBK’nın 74. (BK. 53.) maddesinde düzenlenen “ Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir..” hükmü uyarınca ceza davasında saptanacak maddi olaylar, hukuk hakimini bağlayacağından anılan ceza davasının sonucunun beklenilerek deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.