Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15360 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8589 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, taraflarca imzalanan mutabakat belgesindeki alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı şirket, davacı ile yapılan hesap mutabakatından sonra borçlarını karşılayacak miktarda tineri davacıya sevk irsaliyesi ile teslim ettiklerini, böylece borcun ifa edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve bu savunmayı doğrulayan tanık yeminli anlatımları ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olduğu ancak davalı yanca alacağın davacıya 04.04.2012 tarihli 46.447,04 TL tutarlı faturaya konu malların (tiner) teslimi ile ödenerek ifa edildiği, bu suretle takip tarihinde davacının davalıdan alacak talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, dosyaya sunulan mutabakat belgesi kapsamında davacıya borcu bulunduğunu ancak bu borcu mal vererek ödediğini savunmuş ve delil olarak fatura ve sevk irsaliyesi sunmuştur. Sevk irsaliyesinde teslim alan imzası bulunmamaktadır. Davacı, davalının savunmasını kabul etmemektedir. Her ne kadar taşıma işini gerçekleştiren kamyon şoförü tanık olarak dinlenmiş ise de bu tanığın beyanları davalının savunmasını kanıtlamaya elverişli görülmemiştir. Tanık olarak dinlenen kamyon şoförü davalının savunmasında belirtilen malları davacıya bir belge karşılığında teslim ettiğini de bildirmemiştir. Bu durumda mahkemece ispat külfeti kendisinde olan davalının savunmasını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.