MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı bankanın müvekkilinin daha önce hissedarı olduğu dava dışı şirketin kredi borcu nedeniyle müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin bu borçtan sorumlu tutulamayacağını, zira şirketteki hissesini 2003 yılında devrettiğini, takip konusu borcun ise 2003 yılından sonra muaccel olduğunu, müvekkilinin hissedar olduğu dönemdeki borcun düzenli olarak ödendiğini ve kapatıldığını belirterek müvekkilinin bu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili ile davacının daha önce hissedarı olduğu dava dışı şirket arasında akdedilen 2003 ve 2005 tarihli genel kredi sözleşmelerinin davacı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, davacının kefil olarak sorumluluğunun devam ettiğini, genel kredi sözleşmeleri uyarınca talep üzerine asıl borçlu şirkete business kart verildiğini, ancak borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek hem bu karttan doğan alacağın tahsili hem de iade edilmeyen çeklerin sorumluluk bedellerinin depo edilmesi amacıyla icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre; icra dosyasında 19.506,75 TL tahsilat yapılmış olması nedeniyle davanın 19.506,75 TL yönünden istirdat davasına dönüştüğü, davalının genel kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, takibe konu 31.804,91TL borcun 6.540,00TL'sinin çek sorumluluk bedellerine ilişkin olduğu, takibe konu sözleşme uyarınca davacının kefil olarak çeklerden kaynaklanan borçtan sorumlu olduğu, bunun yanında kredi kartı için ayrı bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısıyla kredi kartından doğan borçtan davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının takibe konu alacağın 5.758,16 TL'lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, 19.506,75 TL'nin davalıdan istirdatına, takibe konu alacağın 6.540,00 TL'lik kısmına yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Davalı banka, davacının daha önce hissedarı olduğu dava dışı bir şirketle akdetmiş olduğu ve davacı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olan genel kredi sözleşmelerine dayanarak, bu sözleşmeler uyarınca dava dışı şirkete tahsis edilen business kart borcunun tahsili ve çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesi amacıyla ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/6147 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatmış, davacı bu takibe konu borçtan sorumlu olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece, davalı bankanın genel kredi sözleşmelerine istinaden dava dışı asıl borçluya business tahsis edebileceği,bunun için ayrı bir kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesine gerek olmadığı gözetilip, ayrıca banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak bu kredi kartına ilişkin borç ve davacının sorumlu olduğu miktar tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.2- Davalı bankanın davacı kefilden çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesini talep edebilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde bu konuda kefiller yönünden özel bir hüküm bulunması gerekir. Mahkemece, sözleşmelerdeki kefillere yönelik hükümler üzerinde durulup varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA,bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.