Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15283 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5710 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki birleşen tazminat ve itirazın iptali davalarının yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı, asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik kararın davalı vekilince süresinde temyizi üzerine gereği konuşulup, düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, asıl davada, davalı ile bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının asgari alım taahhüdünde bulunduğunu ve edimini yerine getirmediğini, 01.01.2011 ile 31.12.2011 dönemi için sözleşme uyarınca cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, 55.697,00 TL cezai şart alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacı vekili, davalı ile 07.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi imzaladığını, satılan mal bedelinin ödenmediği, ayrıca akdin ihlali nedeniyle cezai şart alacaklarının doğduğunu, cari hesap alacağı 207.597 TL; vade farkı alacağı 15.070 TL, cezai şart alacağı 55.697 TL; işlemiş faiz 4.196,43 TL, toplam alacaklı oldukları 282.560,43 TL'nin tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonrası 28.842,03 TL ödendiğini ve bakiyeye itiraz edildiğini ileri sürerek, 253.718,40 TL alacağa yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davalının sözleşme uyarınca vermeyi üstlendiği 250,000 TL tutarındaki kredili malı vermediğini, bu nedenle satışların olmadığını beyan etmiş ve birleşen davada borçlar bulunmadığı, taleplerin mükerrer olduğunu bildirerek davanın ve birleşen davanın reddini istemiştir.Mahkemece, taraflar arasında 10.06.2010 tarihli bayilik sözleşmesi bulunduğunu, davalının yıllık 900 m³ beyaz ürün satmayı taahhüt ettiğini, ancak edimini yerine getiremediğini, davacının hak kazandığı cezai şart tutarının % 50'sinin tenkis edilerek, 27.310 TL cezai şartın makul göründüğünü, ayrıca davalıdan ticari defter kayıtlarına göre 126.563,34 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen birleşen davadaki itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı asıl davada cezai şart talebinde bulunmuş, birleşen davada mal bedelinden bakiye alacağı ile birlikte cezai şart, vade farkı işlemiş faiz alacağının tahsili için rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girmiştir. Takibe itiraz edilmesi üzerine de birleşen itirazın iptali davasını açmıştır. Bu hali ile cezai şarta dair talep iki ayrı davanın konusu edildiğinden, derdestlik durumunun mahkemece tartışılmaması yerinde olmadığı gibi, diğer yandan hüküm fıkrasının 2. bendinde takibe yönelik itirazın iptaline karar verilerek, dava tam kabul ile sonuçlandırılmasına rağmen 4. bentte “ ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin devamına ilişkin talebin reddine” denilmek sureti ile hüküm fıkrasında çelişki yaratılarak infazda tereddüte yol açılmış olması da usul ve yasaya aykırıdır. Diğer yandan birleşen davadaki takipler tek tek irdelenip, hangi talebin kabul edildiği, hangi talebin red olunduğu mahkeme gerekçesinde açıklanmadığı gibi hüküm fıkrasında da açıklık bulunmamaktadır. Hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin harcın iadesine, 23.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.