MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, ... tarafından Sakarya 2. İcra Müdürlüğünün 2013/7782 takip sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bir dönem dava dışı borçlu ...'nin yetkilisini temsilen görevlendirildiğini, takip dayanağı kredi sözleşmesinde de şirket adına imza atarak şirkete kredi kullandırıldığını, müvekkilinin şahsı adına kefalet veya imzasının bulunmadığını, bankanın kötüniyetli olarak müvekkilini de borçlu gösterdiğini belirterek ... İcra Müdürlüğünün 2013/7782 takip sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, temlik eden ... ile dava dışı... ve davacı ... arasında imzalanmış genel kredi taahhütnamesi ve ticari hizmetler sözleşmesi olmak üzere iki sözleşme olduğunu, her iki sözleşmede de müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davacının imzalarının bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının kredi sözleşmesinde dava dışı ....'ni temsilen imzasının bulunduğu, sunulan asıl sözleşme belgesindeki yazılar ile fotokopi belgedeki yazıların farklı olduğu, davacının şirketin kredi borcundan kaynaklı kefil olarak borçlu olmasının miktarı bilmesiyle geçerli olabileceği, ancak bu kısımların sonradan doldurulduğunun asıl sözleşme ile fotokopi olarak sunulan belgedeki farklılıktan anlaşıldığı, bu nedenle sonradan doldurulan içerikten ve miktardan dolayı kefilliğinin geçerli olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçsuzluğun tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacı, ticari kredi sözleşmesi veya genel kredi taahhütnamesinde şahsı adına kefalet imzasının bulunmadığını iddia etmiş ise de dosyaya aslı sunulan genel kredi taahhütnamesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak davacının isim ve imzasının bulunduğu gibi anılan sözleşmenin üçüncü sayfasında da kredi tutarı yer almaktadır. Sözleşme aslının dosyaya sunulması karşısında fotokopi belgedeki farklılık sebebiyle şirket borcundan dolayı geçerli bir kefalet akdi kurulmadığına dair yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu durumda kefilin kendi kefaleti ve temerrüdünün sonuçlarından sorumluluğu gözetilerek icra takibi itibariyle borç miktarı tespit edilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.