Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15227 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2646 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...’ın davalı bankadan kullandığı kredinin teminatını teşkil etmek üzere taşınmazı üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, ipotekle teminat altına alınan borcun ödenmiş olduğunu, buna karşın dava dışı ...’ın 3. kişiye olan kefilliğinden doğan borcu bulunduğundan müvekkilinin taşınmazı üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespitine, taşınmazı üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin asıl borçlunun davalı bankaya karşı asaleten veya kefaleten doğmuş veya doğacak tüm borçlarını kapsayacak şekilde tesis edildiğini, ipoteğin fekki koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller sonucunda, ipoteğin teminatı olan bireysel kredi borcunun tamamen ödendiği, dava dışı asıl kredi borçlusunun ticari kredi sözleşmesine kefilliğinden dolayı dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiği, bu ticari kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve ipoteğin fekki davasıdır. Dava konusu ipoteğe ilişkin 13.03.2007 tarihli ipotek resmi senedi “.... dava dışı ... lehine kullandırılacak kredinin, açılmış ve açılacak kredi, doğmuş ve doğacak asaleten ve kefaleten tüm borçlarının teminatı için...” hükmünü içermektedir. İpotek akit senedindeki bu ibare uyarınca; davacıya ait dava konusu taşınmazın dava dışı ...'ın üçüncü kişilerin kullanacağı kredilerden dolayı kefaleten sorumlu olduğu borçların da teminatını kapsadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, dava konusu ipoteğin dava dışı ...'ın kefaleten borcunun da teminatı olduğu gözetilerek, dava tarihi itibarıyla dava dışı ...'ın davalı bankaya kefaleten borcunun bulunup bulunmadığının, davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak alınacak bilirkişi raporu ile saptanıp, ipoteğin teminat vasfının devam edip etmediği belirlenerek sonucuna göre bir hüküm kurulmasından ibarettir. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen yanılgılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi kabule göre de; davalı bankanın karar ve ilam harcından muaf olmadığı halde nispi karar ve ilam harcına hükmedilmemiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.