Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15154 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 534 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı ... arasında akdedilen 28.12.2009 tarihli, 25.000-TL...Kredi Sözleşmesi'ni davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla ve 28.750-TL limitle imzaladığını, daha sonra asıl kredi borçlusu ...'ün talebi ile ipotek teminatı alınarak kredi limitinin 150.000-TL'ye yükseltildiğini, devamında ise kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkili bankanın alacağının tahsili için dava dışı asıl borçlu ve davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; müvekkilinin kefil olduğu kredi sözleşmesi borcunun asıl kredi borçlusu ... tarafından ödendiğini, ancak ...bankadan yeni bir kredi kullandığını, ikinci alınan kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı bankanın icra takibi yaptığını, müvekkilinin ikinci kredi nedeniyle borcu olmadığını belirterek davanın reddine ve %40'tan az olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalının 28.750-TL kefaletle sorumlu bulunduğu kredi sözleşmesinin 30. maddesinde belirtildiği üzere kefalet sözleşmesinin süresiz düzenlendiği, bu nedenle davalının ilk kefili olduğu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi taksitleri ödenmeye devam ederken dava dışı asıl kredi borçlusuna kullandırılan ikinci krediden sözleşmedeki 28.750-TL anapara limiti ile faiz ve ferilerinden kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla da kefaleten sorumlu olduğu, sözleşmenin 12. maddesine göre ancak bankanın ibra etmesi ile kefaletten kurtulmasının mümkün olacağı, davacı banka tarafından davalıdan alınan 25.000-TL bedelli bononun davalının kendi kefaletinin teminatı olarak verildiğinin kabulü gerektiği, davalı hakkında tahsilde tekerrür olmamak üzere hem ilamsız icra takibi hem de kambiyo senedine dayalı icra takibi yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bonoya dayalı takip nedeniyle yapılan ödemelerin kefaleten sorumlu bulunduğu tutardan mahsup edilmesinden sonra borç miktarının 5.120,61-TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı banka, dava dışı ...lan Genel Ticari Kredi Sözleşmesinde davalının kefaleti sebebiyle davalı aleyhine icra takibi başlatmış, itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır.28.12.2009 tarihli sözleşmede davalı ...'ın 28.750-TL için kefaletinin bulunduğu, sonraki limit artırımlarında imzasının ve isminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının bu miktar üzerinden ve temerrüdü varsa temerrüdünden dolayı sorumlu olacağı kabul edilerek, asıl borçlunun icra takip tarihi itibarıyla borç miktarı belirlenip, açıklanan hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.