MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 34. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 20/05/2013NUMARASI : 2011/95-2013/113 Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, 2010/282, 2009/803,2009/804 Esas sayılı davaların açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün davacı(birleşen dosya davacısı) A.. U.. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı(birleşen dosya davacısı) vekili Av.U. G. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Asıl ve birleşen davalar, kira bedeli olarak verilen bonoların kira ilişkisinin sözleşmede öngörülenden daha önce sona ermesi nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı İİK'nun 72.maddesine göre ileri sürülen menfi tespit istemine ilişkindir.Davalı M.. K.. vekili, bonoların müvekkiline akaryakıt istasyonunun kiralanması karşılığında verildiğini, bonolardan birinin ödenmiş olmasının sıralı önceki bonoların ödendiği anlamına gelmeyeceğini, 2 adet bononun ise müvekkili tarafından borcuna karşılık E.. K..'ya ciro edildiğini belirterek asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddedilmesini savunmuştur. Davalı E.. K.., iyiniyetli yetkili hamil olarak bonoyu ciro yoluyla devraldığını belirterek asıl ve birleşen İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/282 Esas, 2010/223 Karar sayılı dosyasından davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı F.. A.., bonoların benzin istasyonun kirası için düzenlenip verildiğini, ancak yapılan işlerden dolayı sorumluluğu bulunmadığını belirterek davaların reddini savunmuştur. Davalı O.. K.. cevabında, M.. K..'nun kira sözleşmesini haksız ve kötüniyetle feshettiğini, hakkında açılan davaların reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tarafların vaki kabulüne göre bonoların kira karşılığı verildiği kabul edildiğinde davacının dava dilekçesinde kiracı ile kiralayan ilişkisi kapsamında bir iddia ve delil bulunmadığı, davacının bir ticari işletme açmış gibi davranmasından dolayı tacir olmanın sonuçlarına katlanması gerektiği, ortaklık ilişkisi için bonolar verilmiş olsa dahi tacir olmanın külfetlerine katlanmak zorunda olduğu gerekçeleriyle asıl davanın reddine, yargılama sırasında birleşen davalar başvuruya bırakılmış olmakla birleşen davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda davacı A.. U.. ile davalılardan O.. K.. ve F.. A.. birlikte adi ortaklık kurmuşlar ve şartlarını daha sonra 11.5.2009 tarihli sözleşme ile belirlemişlerdir. Bu adi ortaklar, davalı M.. K..’nun münferiden temsilcisi ve hakim ortağı olduğu Y. Koll Şti’ne ait akaryakıt istasyonunu 3 yıllığına kiralamıştır. Şirketin ve istasyonun sevk ve idaresi için davalı M.. K.., diğer davalı adi ortak konumunda bulunan O.. K..’na 28.11.2008 tarihli vekaletname vermiş, ancak taraflar arasında çıkan anlaşmazlık sonucu 5.6.2009 tarihinde O.. K..’nu azlederek, adi ortakların işletmeciliğini sonlandırmıştır.Dava dilekçesinin 2’nci sayfasının 5’inci paragrafında, dava konusu 2 adet 5.000’er USD’lik bononun, diğer bonolarla birlikte taraflar arasındaki “Petrol İstasyonu İşletme Sözleşmesi”ne istinaden verildiği iddia edilmiş; davalılardan O.. K.. ve F.. A.. da bononun veriliş nedeninin kira ilişkisi olduğunu kabul etmişlerdir. Özellikle “Petrol İstasyonu İşletme Sözleşmesi”nde kiraya veren şirketin temsilcisi konumunda olan M.. K.. vekili de dava konusu 2 bononun diğer bonolarla birlikte kira ilişkisi nedeniyle müvekkiline verildiğini belirtmiştir. Bu durumda dava konusu 2 bononun kira ilişkisi nedeniyle A.. U.. tarafından düzenlendiği, davalı O.. K.. ve F.. A..’ın cirolarıyla H. K.’na verildiği, onun cirosuyla da E. K.’ya geçtiği konusunda bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, dava konusu bonoların kira ilişkisi nedeniyle verildiği sabit olduğundan, öncelikle akaryakıt istasyonunun ne kadar süre ile kullanıldığı araştırılıp, mecurun kullanıldığı süre gözetilerek bonolardan kaynaklanan alacağın kiranın devam ettiği döneme denk gelip gelmediği saptanmalı, bu saptama yapıldıktan sonra diğer uyuşmazlık noktaları incelenmek suretiyle bir karar verilmelidir. Bu yönler gözetilmeden yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.