Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15026 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3881 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü- K A R A R -Davacı vekili,davalı şirket ile aralarında 29/12/2009 tarihli ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşme gereği kendilerinin 176.000 TL.lik bonoyu teminat olarak verdiklerini, karşılığında davalı şirketin 20/10/2010 keşide tarihli 176.000 TL'lik çek vereceğini, ancak verilmediğini, teminat olarak verilen bononun davalı şirket sahibi olan davalı ... tarafından babası olan diğer davalı ...’ye ciro edilerek icra takibine konu edildiğini belirterek, davalılara borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur. Davalı şirket ile davalı ...,davacı ile akdedilen sözleşmedeki çekin verilmediğini,ancak bu çek yerine davacının kendisine ve 3. kişilere ödeme yapılarak çek bedelinden fazla ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Davalı ... vekili, davalı şirkete sattığı mal karşılığında 250.000 TL alacaklı olduğunu, bu alacağına karşılık olarak dava konusu edilen bononun ciro edilerek müvekkiline verildiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olarak bonoyu icra takibine konu ettiğini savunarak davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre,davalı ... hakkında açılan davanın, dava konusu bono ve sözleşme ile bir ilgisinin olmaması nedeniyle husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden ise davalı şirketin çek yerine kaim olmak üzere davacıya ve davacının alacaklılarına yaptığı ödemelerin sözleşmede geçen çeke mahsuben yapıldıklarını, davalı ...’nin davalı ...’in babası olduğu için, bu hususları bilebilecek durumda olduğundan sorumlu olduğu gerekçesiyle bu ödemelere ilişkin belgelere göre 150.252,00 TL ödeme yaptıkları, bu miktar göz önüne alınarak bu davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, ihtiyati tedbir kararının uygulanarak icra takibi durduğundan %20 kötüniyet tazminatının davalı ...’ye verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava kambiyo senedinin bedelsizliği iddiasına dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı icra takibine konu 176.000 TL bedelli senedin teminat amacıyla verildiğini, bedelsiz olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadan taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi incelenip davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de dava konusu inceleme uzman mali müşavir bilirkişi görüşü alınmadan hakimin hakimlik bilgisine dayanarak görülebilecek nitelikte değildir. Mahkeme kararındaki hesap bilgileri de denetlenememektedir. Mahkemece uzman mali müşavir bilirkişi incelemesi yaptırılıp, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.