Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14988 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9172 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Konya(Kapatılan) 5. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2013/91-2013/259Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalının asıl borçlusu dava dışı SCF Döküm Makine San.ve Tic.Ltd.Şti.olan genel kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzaladığını, nakit ve gayrinakit alacağın tahsili için girişilen icra takibine kısmi itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddi ile % 20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davalıya ihtarnamenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra gönderildiği, TBK.nun 586/1.maddesinin, kredi sözleşmesi daha eski tarihli olsa bile uygulanması gerektiği, ihtar tebliğ edilemediğinden ihtarın sonuçsuz kalması koşulu gerçekleşmediği gibi borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olduğuna dair de davacı tarafça herhangi bir delil ve belge sunulmadığı, hem borçluya, hem de kefile ihtarname tebliğ edilmemesi nedeniyle borcun muacceliyet kazanmadığı, bir başka ifade ile borç henüz müteselsil kefil yönünden istenebilir durumda olmadan takip erken başlatıldığından itirazın iptali talebinin usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile B.K.nun 586/1.maddesi gereğince müteselsil kefil borçluya takipten önce ihtar yapılmamış olması nedeniyle itirazın iptali davasının usulden reddine, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Müteselsil kefalet başlıklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586.maddesine göre “kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir”. Görüldüğü üzere Kanunda, müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Hal böyle olunca, yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.