Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14877 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7581 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.) Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu çeklerin dava dışı... tarafından bakiye borcuna karşılık müvekkiline verildiğini, söz konusu çeklerin arkasına atılan ciro imzaları iptal edilmeden keşideci olan adı geçen şirkete iade edildiğini, ancak çeklerin keşide tarihlerinde değişiklikler yapılarak çeklerin bankaya ibraz edildiğini, çekler nedeniyle müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu çekleri ciro yolu ile edinen iyiniyetli 3. kişi olup, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı iddialarının davalı yönünden bir anlam ifade etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı tarafça icra takibine konulan çeklerin keşide tarihlerinde tahrifat yapıldığının dikkatli bakıldığında anlaşıldığı, keşide tarihinin altındaki parafın keşideci imzasına benzemediği, bu imzanın ne amaçla atıldığının anlaşılamadığı, aylar hanesindeki karalama ve okunmaz hale getirilen rakamların sırf ibraz süresini yeniden başlatmak için yapıldığı, keşidecinin benzer çeklerle ilgili başka davaları olduğu da düşünüldüğünde, bu parafın geçerli olmadığının kabul edildiği, bu nedenlerle bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmadığı, çekler süresinde ibraz edilmediğinden hamil davalının ciranta davacıya başvurma hakkını yitirdiği, davacının takibe konu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu çeklerde keşide tarihlerinin ay hanelerinde değişiklik yapıldığı ve bu değişikliğin paraf edildiği görülmektedir. Davacı, çeklerdeki ciro imzasının iptal edilmesi unutularak çeklerin keşideciye iade edildiğini ve sonradan keşide tarihlerinin değiştirilerek çeklerin ciro yolu ile davalı tarafa intikal ettirildiğini iddia etmiştir. Çeklerdeki keşide tarihlerindeki değişiklik keşideci tarafından yapılıp, paraf edilmiş ise davacının cirosunu iptal etmeden çekleri iade etmesi karşısında bu basiretsiz davranışın sonuçlarına katlanacağı doğaldır. Ancak, tahrifatın keşidecinin haberi olmadan yapıldığının saptanması halinde senet metninden anlaşılan ve ibraz süresini etkileyen bu değişikliğin davanın sonucuna etki edeceği kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece çekler üzerindeki parafın dava dışı keşideciye ait olup, olmadığının sorulabilmesi için keşideci dinlenerek beyanlarının alınması ve gerektiğinde paraf yönünden ve keşide tarihlerindeki tahrifat yönünden grafolojik inceleme yaptırılarak tüm deliller eksiksiz olarak toplanıp, birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00.-TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.