Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14875 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7555 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asiller ile vekilleri Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asillerin ve vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacılar vekili, davalı ... ve...’nin müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkillerinin adı geçen davalı ile herhangi bir borç ilişkileri olmadığını, müvekkillerinin diğer davalı ile aralarındaki ilişki olup, 99.000,00 TL kredi ve 12,700 dolar kömür borcu için boş bir senedin davalı.... ve...ni, bunun senet arkasına da yazıldığını daha sonra kredi borcunun ödendiğini, sadece 12,700 dolar kömür borcu kaldığını, bu borcu da ödemek istediklerinde borcun 76,000 TL olduğunun söylendiğini ve akabinde de senedin doldurularak icra takibine konulduğunu iddia ederek müvekkillerinin davalılardan...’ne borcu bulunmadığının, diğer davalıya ise 115,000 TL borçlu olmad??ğının tespiti ile davalıların tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili cevabında, alacaklarının kambiyo senedine dayalı olduğunu, bono bedelinin ödenmediğini, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı şirket yetkilisi, dava ile bir ilgileri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.....Anayasası’nın 141/3. maddesi uyarınca mahkeme kararının gerekçeli olması zorunludur. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde de tarafların iddia ve savunmalarının hangi nedenlerle kabul edilip edilmediği hususunun kararda belirtilmesi gerektiği hükme bağlanmış ve mahkeme kararlarının yeterli gerekçeyi ihtiva etmesi anılan yasa hükmünde de açıkça belirtilmiştir.Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; yerel mahkemece iddia ve savunma özetlendikten sonra kısaca bilirkişi raporundan söz edilmiş ve raporun hükme esas alındığı belirtilerek hüküm oluşturulmuştur. Bu durum itibariyle yerel mahkeme kararı yeterli gerekçeyi içermediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.350,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.