Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14821 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3493 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...'e olan borcuna karşılık maliki bulunduğu taşınmazı devrettiğini, devirle birlikte borcun bitmiş olmasına rağmen davalının bedelsiz kalmış bonoları takibe koyduğunu, diğer davalı ...'ün ise ...'ün annesi olup takip borcunu temlik aldığını ileri sürerek, takip ve dayanağı bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının borca karşılık taşınmaz devrettiğine yönelik iddiasını yazılı delil ile ispat etmekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacının bonoların bedelsizliğine yönelik iddiasını ispat edecek delil sunamadığı, davacı her ne kadar davalı ... adına düzenlenmiş taşınmaz satış yetkisi içerir vekaletname sunmuş ise de, vekaletname ile bonolar arasında irtibat kurulmasını sağlayacak delil bulunmadığı, öte yandan, davalı ...'ün bonolarda sıfatının bulunmadığı gibi icra takibine de taraf olmadığı , bu davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, bono bedellerine karşılık, kendisine ait taşınmazın satışı için davalı ...'e vekalet verdiğini, davalı ...'ün de bu vekaletname uyarınca taşınmazı satarak bedelini alması suretiyle borcun ödendiğini belirtmiş olup, gayrimenkul satışı için davalıya verilmiş vekaletnamenin de bonoların vade tarihinden sonra olması nedeniyle , bu taşınmazın bono bedellerine karşılık devredildiği anlaşılmaktadır. Davalı ... söz konusu taşınmaz bedelini davacıya ödediğini ispat etmediği sürece, taşınmaz bedelini bonoya karşılık aldığını kabul etmiş sayılır. Diğer davalı ... ise, dava konusu icra takibindeki alacağı temlik almış olup, alacağın temliki hükümleri gereğince davacı , davalı ...'e karşı ileri sürdüğü tüm def'i ve itirazları...'ye karşı da ileri sürebilir. Mahkemece bu husus göz önüne alınmaksızın davalı ... yönünden pasif husumet bulunmadığı yönünden reddi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 16/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.