Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14556 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17974 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 16.04.2010 tarihli taşınmaz satış protokolü akdolunduğunu, protokol kapsamında müvekkilince ödemelerin yapıldığını, inşaat halindeki taşınmazların 30.09.2010 tarihinde davalı yanca teslimi gerektiği halde davalı yanın bu taahhüdüne uymadığını, protokol uyarınca teslimde gecikme halinde aylık 125.000,00 ... cezai şart tutarının davalı tarafından ödenmesi kararlaştırılmış ise de davalının bu ödemeyi de yapmadığını, 2011 yılı Haziran ayına ait cezai şart alacağının tahsili için girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve % 100 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, adi yazılı olması nedeniyle protokolün ve dolayısıyla cezai şarta ilişkin hükmün geçersiz olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Davacı vekilince,... Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/426 E. ile aynı ilişki kapsamında 2011 yılı Temmuz ayına ait cezai şart alacağına yönelik başlatılan takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmış ve yerel mahkemece birleştirme kararı verilmiştir.Mahkemece, yapılan yargılamada toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki 16.04.2010 tarihli protokol uyarınca taşınmaz tesliminin 30.09.2010 tarihinde gerçekleştirilmediği, kendi kusurlu davranışı sonucu yüklendiği edimin teslimini geciktiren yüklenicinin BK'nın 106/II. maddesi uyarınca arsa sahibinin bu yüzden oluşan zararlarını tazminle yükümlü olduğu, 30.09.2010 tarihinde gerçekleşen temerrüt nedeniyle davacı tarafın, sözleşmede hüküm altına alınan ve icra takiplerine konu ... ve ... aylarına ait 125.000'er ... gecikme tazminatı isteme hakkı bulunduğu, dolayısıyla asıl alacağa yönelik itirazlar yerinde olmadığından iptali ile fazla hesaplanan işlemiş faizlerin tenzili gerektiği, alacak likit olduğundan davalı tarafın icra inkar tazminatı ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabul, kısmen reddine, asıl alacak tutarının % 40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi (BK 213) hükmü; ''Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.''şeklindedir. Anılan hüküm bir geçerlilik şartıdır. Yasa'nın bu maddesinde öngörülen şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler hüküm doğurmaz. Bu nedenle tapulu taşınmazların harici satışı yoluyla devri mümkün değildir. (Aynı yönde Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 01.07.2008 tarih 3589-8256 E.K. sayılı kararı)Dolayısıyla düzenleme anında resmi şekilde yapılmamış olan taşınmaz satışına ilişkin sözleşme geçerli kabul edilemez.Davaya konu uyuşmazlığa neden olan 16.04.2010 tarihli satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Her ne kadar taşınmazların daha sonra tapuda resmi şekilde devirleri yapılmış ise de, tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devir sırasında, alıcı davacı şirket tarafından taşınmazların tapu siciline 16.04.2010 tarihli adi yazılı sözleşmeye ilişkin bir şerh de konulmamış geçersiz sözleşmedeki cezai şart hükümlerine resmi satış akdinde yer verilmemiştir.Hal böyle olunca, geçersiz olan 16.04.2010 tarihli adi taşınmaz satışı sözleşmesindeki cezai şarta ilişkin hükümlerde geçersizdir. Mahkemece gerçekleşen bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde asıl ve birleşen davanın kısmen kabulünde isabet görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı şirket yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.