Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14538 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11379 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2012/56-2013/477Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalıya asansör kapısı sattığını, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde müvekkiline mal teslim edilmediğini, davacının müvekkilinden alacağı olmadığını beyan etmiş, bilahare 19.03.2012 günlü verdiği beyan dilekçesinde ise, müvekkilinin davacıdan faturaya karşılık almış bulunduğu malların bedellerini senetlerle ve kısmen de para ile ödediğini, müvekkiline iade edilen herhangi bir senet almadığını, bu senetleri icraya koyup hiç para alınmamışcasına yeniden ilamsız takip yapmanın etik olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davalının takibe konu fatura bedellerini ödediğini kanıtlayamadığı, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge sunulmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 54.307,48 TL asıl alacak üzerinden devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı yan, işbu davasında davalıya mal satıp teslim edildiğini, davalı yanca mal karşılığında verilen bir kısım bonoların tahsil edilmeden davalıya iade edildiğini iddia ederek alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazının iptalini istemiştir. Davalı yan önce akdi ilişkiyi inkar etmiş, mahkemece verilen yetkisizlik kararını davacının temyiz etmesi üzerine Dairemizin 14.03.2011 tarihli ilamıyla mahkemece öncelikle İİK'nun 50.maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yanılgılı değerlerdirme sonucu mahkemenin yetkisine yönelik itirazın incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında davalı yan, akdi ilişkiyi kabul edip bonoların ödenerek geri alındığını bildirmiş, bedelleri tahsil edilmeksizin bonoların iade edildiği iddiasını ise davacının ispatlaması gerektiğini savunmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, mal bedeli olarak alınan bonoların bedelsiz iade edildiği hususunun ispat külfeti davacı üzerindedir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, davacı yanın bu iddiasını kanıtlaması yönünden delilleri sorulup gerekirse söz konusu bonoların müşteri bonosu olduğunun anlaşılmasına göre bonolarda sıfatları bulunanlardan da araştırılmak suretiyle ve ödenmişse kime ödendiği hususu üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.