Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14528 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17754 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2010/156-2013/166Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. M.. Y.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacılar vekili, davalı bankanın müvekkilleri hakkında takip başlattığını, müvekkilince asıl borçlu olan dava dışı S. Y.'a B.K'nun 388. maddesi kapsamında özel bir yetki verilmediğini, müvekkillerinin 24.01.1990 tarihli vekaletname ile murisleri Ö. A. Y.'ın adına olan taşınmazların tapuda intikalleri, taksimi ve ipotek ettirme yetkisi verdiklerini, zaten davalı bankanın ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, bu konuda hiçbir itirazlarının bulunmadığını, temel itirazlarının müvekkillerinin usulsüz olarak borçlandırılmasına yönelik olduğunu belirterek müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline ve davalının %40 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ipotek resmi senedinin 1. maddesindeki müşterek borçlu müteselsil kefalet hükmü gereğince davacıların borcun tamamından sorumlu olduklarını, davacılar tarafından dava dışı S. Y.'a verilen vekaletnamede “... ilgili bankalar nezdinde temsile, kredi sözleşmeleri ve taahhütnameleri imzaya...” şeklinde ibareler bulunduğunu, davacıların takibe itiraz etmediklerini, bir anlamda vekilin işlemlerine icazet verildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre, davacılar tarafından dava dışı S. Y.'a verilen vekaletname ile bankalar nezdinde kredi sözleşmeleri ve taahhütnameler imzalama yetkisi verildiği, vekaletnamenin süreli olmayıp ipotek resmi senedinin düzenlendiği tarihe kadar vekilin azledildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı, dava dışı S. Y. tarafından vekaletnamede kendisine verilen yetkiyle ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere davacılar adına borca kefalet verildiği, kefaletin geçerli olduğu, icra takibine konu borç miktarının kefalet limitinin altında olduğu, davacıların kendilerine gönderilen ihtarname ve ödeme emirlerine itiraz etmeyerek vekilin işlemlerine icazet verdiğinin kabulü gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Davacılar tarafından dava dışı Ö. A. S. Y.'a verilen vekaletnamede, gerek sahibi bulundukları gerekse miras yoluyla kendilerine intikal edecek taşınmazlardaki hisselerini uhdelerine intikal yaptırma, tefrik, taksim, tevhit, ifraz ve mübadeleye, iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesini isteme, bu taşınmazlar üzerinde ipotek tesisine ve... kredi sözleşmeleri ve taahhütnameleri imzalama konusunda yetkiler verildiği görülmüştür. Nitekim adı geçen vekil tarafından davacıların taşınmazları üzerinde dava dışı Ö.A. Y. varisleri Kerestecilik San. Tic. Ltd. Şti.'nin davalı bankaya karşı doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı banka lehine ipotek tesis ettirildiği görülmüştür.Yukarıda içeriğine değinilen vekaletnamenin kefalet yetkisini kapsamadığı görülmektedir. Vekalet veren davacıların kefaleten sorumlu tutulabilmeleri için vekile kefalet konusunda açıkça özel yetki verilmesi gerekir. Kredi sözleşmeleri ve taahhütnamelerini imzalama yetkisi verilmesinin kefalet yetkisi verildiğini göstermeyeceği gibi, vekaleten tesis edilen ipotek resmi senedindeki “... ayrıca yukarıdaki kefalet limiti tutarında müşterek borçlu müteselsil kefil olduğumu kabul ve beyan ederim” şeklindeki bir düzenleme de davacıları teminat altına alınan borcun kefili olarak sorumlu kılmaz. Öte yandan davalı banka tarafından gönderilen ihtara ve icra dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz edilmemesi, vekilin yaptığı işlere icazet verildiği anlamına gelmez. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan hususlar üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.