MAHKEMESİ : Marmaris Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/06/2014NUMARASI : 2009/377-2014/396Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının takibe konu ettiği 15/12/2006 tanzim, 15/01/2007 vadeli 10.000 TL bedelli senedin müvekkilinin babası tarafından alacaklıya ödendiğini, senedin yanında olmadığını beyan eden alacaklının 12/12/2007 tarihli makbuz ile borçluyu ibra ettiğini, sonrasında alacaklının bu senedin 5.000 TL lik kısmı için icra takibine başladığını, takipten sonra yaptıkları görüşme sonrasında ödeme emrinin arkasına yazılan el yazısı ile davalının yine müvekkilini ibra ettiğini ileri sürerek, yenilenmekle Marmaris 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/3353 sayılı dosyası olan icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının babası H.. T.. davacı adına yaptığı 10.000 TL ödemenin taraflar arasındaki hukuki ilişki gereğince peşin ödenmesi gereken para olduğunu, yapılan bu ödemenin 15/01/2007 tarihli senet bedelinden mahsup edilmesinin talep edilmesi ve peşin ödemeyi de sonra yapacaklarının beyan edilmesi nedeniyle tahsilat makbuzuna bu senet tarihinin yazıldığını, 12/07/2007 tarihli tahsilat makbuzunda 10.000 YTL ve 15/01/2007 tarihli senede karşı alınan bu 10.000 YTL peşin ödenen meblağdır. “hiçbir alacağım kalmamıştır. Borçluyu ibra ederim cümlesi ve senet arkasındaki yazılı beyanların müvekkiline ait olmayıp sonradan ilave edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, ödemeyi ispat yükünün borçlu davacıda olduğu, davacı borçlunun davaya konu borcun ödendiğine dair herhangi bir makbuz ibraz edemediği, davacının dayandığı makbuzdaki ve davaya konu senede düşülen ibra ifadelerinin davalı tarafça kabul edilmemesi ve bu ibarelerin davalı alacaklının eli ürünü olmadığının anlaşılmış olmasına göre, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı delil olarak tahsilat makbuzuna ve ödeme emrinin arka yüzüne yazılmış el yazısına dayanmıştır. Davalı ise yazı ve imzayı inkar etmiş, mahkemece imza incelemesi için dosya İzmir Polis kriminal laboratuvarına gönderilmiş ve 25/11/2013 tarihli rapor aldırılmıştır. Bu raporda tahsilat makbuzundaki yazıların Ö.. D..’a ait olmadıkları, Ö.. D.. adına atfen atılmış imzanın yeterli karşılaştırma imza örneği olmadığından mukayese edilemediği, belgedeki imzanın M.. T.. eli ürünü olmadığı, tahsilat makbuzundaki “12/02/2007 Ö.. D..a 15/01/2007 sözleşmedeki senedim mükabilinde 10.000 YTL lik senedimi aldım” ibareli el yazıları ve Ö.. D.. adına atılı bulunan imzanın belge muhtevasındaki diğer el yazıları ile uyumlu olmadıkları, bahse konu el yazıları ile imzanın aynı mürekkepli bir kalemle yazıldığı ve atıldığı, “hiçbir alacağım kalmamıştır borçluyu ibra ederim” yazısının sonradan metne eklendiği değerlendirilmiştir. .../...Mahkemece rapordaki eksiklik nedeniyle davalı Ö.. D..’ın mukayese imzalarının ve özellikle de 2007 yılı veya yakın yıllarda başka amaçlarla atılmış samimi imza asıllarının temin edilip gönderilmesi gerekirken, 04/02/2014 tarihli duruşmada davacı M.. T..’nin imza örneklerinin alınmasına dair ara karar tesis edilerek M.. T..’nin imza örnekleri alındıktan sonra dosya yeniden İzmir Polis Kriminal laboratuvarına gönderilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü İzmir Polis Kriminal laboratuvarının 17/04/2014 tarihli uzman Hasan Ertürk ve Asistan Seydi Doğan imzası taşıyan ikinci raporunda, önceki raporda yapılan tespitler hatırlatılmış devamında, tahsilat makbuzundaki el yazılarının M.. T.. eli ürünü olduğu, mukayese imza örnekleri gönderilmediğinden belgedeki imzanın Ö.. D.. adına atfen atılıp atılmadığının bu kez de mukayese edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece davalının imzaladığı iddia edilen 12/02/2007 tarihli tahsilat makbuzundaki imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı konusunda yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla, önceki raporları da irdeleyen telafi edici imza incelemesi yapılması ve bu incelemenin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, inceleme yapılmadan imzanın davalıya ait olmadığı gerekçesi ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.