Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14247 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7610 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vek. Av.... ile davalı şirket yetkilisi ve vek. Av. Cengiz Güneş'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı şirket yetkilisi ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara ilişkin ... Tebliği ve Rekabet Kurumunun 12.03.2009 tarihli duyurusu dorğultusunda taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini ve yenilenmediğini, davalının sözleşme sürecinde asgari alım yükümlülüğünü ihlal etmesinden dolayı 1.000 USD, cezai şart alacağı için 1.000 USD'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahsilini talep etmiş, ayrıca ...Kurumu'nun düzenlemeleri nedeniyle kira sözleşmesinin de süresinden önce sona erdiğini 18.09.2010 tarihi ile 01.12.2012 tarihleri arasındaki peşin kira bedelinin ödenmesine rağmen mecurdan yararlanılamadığını belirterek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 505.430 TL kira bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının talep hakkının zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin 18.09.2010 tarihinde sona ereceğinin 12.03.2009 tarihinde davacı tarafından bilinmesi nedeniyle 27.01.2011'de açılan davanın zamanaşımına uğradığını, iyiniyetli olan müvekkilinin kira parasını istasyon yapımı için harcamasından dolayı para olarak elinde bir şey bulunmadığını, dolayısıyla iade borcu altında olmadığını, cezai şart talebinin sözleşmede öngörülen koşullarının gerçekleşmediğini, asgari alım taahhüdünü yerine getirdiğini, 10 yıl boyunca hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmeyen davacının sözleşmenin sona ermesinden sonra böyle iddialarda bulunmasının MK'nun 2. maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davalının hiçbir yılda asgari alım taahhüdüne uymadığı, buna rağmen davacının ihtirazı kayıt ileri sürmeden yeni dönemlerde satışa ve ödemeleri kabule devam ettiği, böylece BK'nun 158/2. (TBK. Md. 179/2.) maddesi gereğince davacının bu nedenle cezai şart talebinden feragat ettiğinin kabulü gerektiği, cezai şart talebini sözleşme süresince ileri sürmeyip, sözleşme sonunda talep etmesinin MK'nun 2. maddesine aykırı olduğu, aynı nedenle sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan cezai şart isteminde de bulunulamayacağı, sözleşmenin sona erdiği tarihten (18.09.2010) itibaren 1 yıl içinde dava açılmış olduğundan sebepsiz zenginleşme davasının zamanaşımına uğramadığı, ancak davalının davacının ödediği kira bedeli bakımından 18.09.2010 tarihinden sonrası için sebepsiz zenginleşmediği, zira taraflar arasındaki sözleşmenin 12 yıllık kira süresinden önce ve yasal zorunluluk nedeniyle sona erdiği, bu durumda davalının kötüniyetli olmadığı illiyet bağının gerçekleşmediği, davacı tarafından davalının kötüniyetli zenginleştiğine dair dosyaya herhangi bir delil ibraz edilemediği, bu nedenle davalının iade borcunun davalının elinde kalan miktar oranında olacağı, davalı şirket bakiyesinin 124.967 TL alacaklı göründüğü, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmenin olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2013/7152 E., 2014/4656 K. sayılı ve 11.03.2014 tarihli bozma ilamında '' 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı taraf, diğer taleplerin yanı sıra bayilik ilişkisinin sözleşme süresince devam edeceği düşüncesiyle imzalanan 7.12.2000 tarihli kira sözleşmesi uyarınca peşin olarak davalıya ödemiş olduğu kira bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kısmen iadesini talep etmektedir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresi... Kurulu kararıyla kısaltılmış ve bu süre sonunda davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarla sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirilmiştir. Bu durumda sözleşmenin öngörülenden daha önce sona ermesinden dolayı davacının ödemiş olduğu kira bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmemesi davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesine neden olur. Hal böyle olunca mahkemece iadenin kapsamının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tayin edilip davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle bu istemin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.'' denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre, davacı tarafından 12 yıllık süre için ödenen intifa bedelin 385.200,00 TL olduğu, bu bedelin Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararı ve 12/03/2009 tarihli duyurusu kapsamında bayilik sözleşmeleri ile bağlantılı olarak yapılan intifa sözleşmelerinin 18/09/2010 tarihine kadar kurulun 2002/2 sayılı tebliğinde yer alan muafiyetlerden yararlanabileceği, bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, dolayısı ile 18/09/2010 tarihini aşan bayilik sözleşmesi ve protokollerin bu tarihi aşan sürelerinin geçersiz sayılacağı, bu nedenle de dava konusu intifa hakkının sonlandığı 18/09/2010 tarihi itibari ile dava tarihi 27/01/2011 olan sürede ödenen peşin ivaz bedelinin 74.535,87 TL olduğu ve bu kısım kadar davalı tarafın sebepsiz zenginleşmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalının takas mahsup iddiasının yerinde olmadığının bilirkişi raporu ile anlaşılmış olmasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekilleri yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar lehine takdir edilen 1.350,00'şer TL duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınarak yek diğerine ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.