Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14111 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11030 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin yapılan incelemesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihitiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, karşı taraf ile düzenlenen Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi uyarınca hesabın katedilerek borcun muaccel hale geldiğini, alacağın teminata bağlanmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.Mahkemece, ihtiyati haciz talebinde bulunan bankanın kredi sözleşmesi altındaki imzaların karşı tarafa ait olduğuna ilişkin bir kayıt ve belge sunmadığı, kredi borcu varsa bu borcun ödenip ödenmediğinin tespitinin mümkün olmadığı, kat ihtarının tebliği halinde belgenin İİK’nun 68/6. maddesinde belirtilen nitelikte ve itirazın kaldırılmasını sağlayıcı bir belge halini alacağı ve bu durumda bankanın ilamsız icra yoluna başvurabileceği, itiraz halinde ise icra takibinin kendiliğinden duracağı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karar ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakk??nda kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264’üncü maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır. Bu durumda mahkemece, ihtiyati haciz koşullarının varlığı gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.