Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14108 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11383 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tük. Mah. Sıf.) Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin yapılan incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili ile borçlu arasında akdedilen bankacılık hizmet sözleşmesine istinaden kredi kartı ve ek hesap kullandırılmasından kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçluya ihtarname gönderildiğini, borçlunun kaçma ve mal kaçırma girişiminde olduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Mahkemece, İİK'nın 258. maddesi uyarınca alacaklının alacağı hakkında kanaat getirilmesini sağlayacak yeterli delil sunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karar ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264’üncü maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır. Bu durumda mahkemece, ihtiyati haciz koşullarının varlığı gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.