MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında fason üretim sözleşmesi bulunduğunu, davalının müvekkili aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/29660 E. sayılı dosyasında takip başlattığını, müvekkili nezdinde tutulan cari hesap kayıtlarına göre müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafın başlatmış olduğu takipte borcun sebebi olarak taraflar arasındaki sözleşmenin 10.5 maddesine binaen kullanılmamış 11.424 Kg ambalaj malzemesi ve 32.371 adet koli maliyet bedeli olarak gösterildiğini, sözleşmenin 10.3 maddesine göre müvekkilinin davalının stokladığı koli ve ambalajdan sorumlu olmadığını, davalının tek taraflı ve rayiçlerinin üzerinde fiyatları yükseltmesi nedeniyle müvekkilinin bir süre siparişlerini durdurduğunu, müvekkilinin davalıya sipariş verme zorunluluğunun olmadığını, davalının takibe konu ettiği ürünlere ilişkin bir fatura, sevk irsaliyesi ya da teslim belgesi düzenlemişliği ve mal tesliminin söz konusu olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, sözleşmenin 10.3 maddesi uyarınca müvekkilinin asgari miktarda ambalaj malzemesi satın alacağını, bu asgari ambalaj malzemesinin stoklarda bulunmaması halinde müvekkili şirketin davacı şirketin ürünlerini hazır etse bile ambalajlama yapamadığı için ürünleri teslim edemeyeceğini, bu durumun da sözleşmenin 10.3 ve 2.3 maddelerinin ihlali anlamına geleceğini, sözleşmenin 3.2 maddesinde düzenlenen ihlalin müeyyidesinin ağır sonuçları bulunduğunu, davacının sözleşmeyle müvekkiline, her an siparişe hazır konumda olma yükümlülüğünü yüklediğini, bunun da stoklarda asgari miktarda ambalaj malzemesi ile mümkün olduğunu, ambalaj stoğunun davacı şirketin mutad siparişlerinin ortalama 3-4 aylık kısmına tekabül ettiğini, piyasaya göre müvekkilini 6 aylık siparişleri karşılayacak ambalaj ve koli tutmak zorunda olduğunu, davacının 01/04/2013 tarihinde siparişi durdurduğunu, bu aşamada müvekkilinin stoklarında bulunan, sözleşmenin 10.3 maddesi uyarınca ürettirilen ve bedeli ödenen ambalaj malzemesinin ve koli bedelinin ödenmesinin davacıya ihtar edilmesine rağmen davacının ödeme yapmadığını, davacı şirketin kendi adına ve talebi üzerine bastırılan stok ürünlerinin maliyetinin ödenmesinin sözleşme hükmü gereği olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların imzaladığı sözleşmenin 10.3 maddesinde " Başka türlü anlaşılmadığı takdirde üretici, planladığı imalat miktarlarının gereklerine uygun olarak ve işletme gereksinimi için gereken asgari miktardaki ambalaj malzemesini satın alacak, üretici sipariş miktarı ve basılan kopya sayısı ile ilgili olarak Real ve/veya bağlı şirketlerin yazılı onayını önceden alacaktır. Aksi takdirde Real ve/veya bağlı şirketlerin stoklanmış ambalaj malzemelerine ilişkin herhangi bir sorumlulukları bulunmayacaktır. " hükmü bulunduğu, sözleşmenin 10.5 maddesinde ise " Real ve/veva bağlı şirketler, bir ürünün üretimini durdurursa veya bir ürünün ambalajını değiştirirse madde 15.2' ye göre sözleşmenin feshi durumları istisna olmak üzere ve üreticinin madde 10.3 de ve 10.6'da belirlenen şartlara uymuş olması şartıyla Real ve/veya bağlı şirketler kullanılmamış ambalaj malzemelerini Üreticiden maliyetine satın alacaktır " hükmünün mevcut olduğu, bu sözleşme maddeleri uyarınca davalı üreticinin ambalaj malzemeleri ve koli malzemeleri konusunda sipariş miktarı ve kopya sayısı için davacının yazılı onayını almak zorunda olduğu, bu hususun sözleşmenin 10.3 maddesinde açıkça yazılı olduğu, davacının yazılı onayının alınmadığı durumlarda davacının ambalaj malzemelerine ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının da sözleşmenin 10.3 maddesinde açıkça belirtildiği, dosyada davacının yazılı bir onayının bulunmadığı, davalının sunduğu e-maillerde geçen yazışmalar ise ambalajların tasarımlarına ve kapak dizaynlarına ilişkin olduğu, bu email yazışmalarının kopya sayısı ve sipariş miktarı konusunda davacının yazılı onayını içermediği, bu nedenlerle sözleşmenin 10.3 ve 10.5 maddeleri uyarınca davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği, sözleşme hükümlerinin tacir olan davalının kabul ve bilgisinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin davalının kötüniyeti sabit olmadığından reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki fason üretim sözleşmesinden ibarettir. Sözleşmenin 2.3 maddesine göre, üretici davacı ve bağlı şirketlere tüm siparişlerini tam ve eksiksiz olarak zamanında yerine getirmekle yükümlü tutulmuştur. 10.3 maddesinde ise üreticinin planlanan imalat miktarları gereklerine uygun olarak gereken asgari ambalaj malzemesini satın alacağı ve bunu yaparken davacı marketin yazılı onayını alacağı belirlenmiştir. 10.5 maddesinde ise davacı marketten kaynaklanan bir sorun nedeniyle üretimi durdurulan ürünlerin ambalajlarının maliyetine davacı market tarafından satın alınacağı hükme bağlanmıştır. Davacının ürün fiyatlarındaki artış iddiasıyla sözleşmeyi fiilen tatil ettiği, davalının da bundan dolayı bir miktar ambalaj stoğu ile başbaşa kaldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalının elindeki mevcut stoğun sözleşme gereği bulundurulması gerektiğinden bunun maliyet bedelini talep etmeye hak kazandığı görüşü ileri sürülmüş ise de bilirkişilerin hukukçu ve mali müşavirden oluşması ve içlerinde sektörel alanda uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin bulunmaması eksiklik olarak görülmüştür. Bu durumda mahkemece içinde market firmaları ile tedarikçi fason üretim yapan firmalar arasındaki sektörel uygulamayı bilen ve bu hususta uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin de eklenmesi suretiyle oluşturulacak yeni bir heyetten taraflar arasındaki sözleşmeyi ve bu alandaki genel uygulamayı da göz önünde bulundurarak taraflar arasındaki siparişin eylemli olarak (önceden herhangi bir ihbarda bulunmaksızın) sona erdirildiği de dikkate alınarak davalı elinde kalması gereken makul ambalaj miktarının ne kadar olması gerektiği ve bunun sadece davalı firmaya maliyet tutarı belirlenmek suretiyle davacı marketten talep etmesi gereken gerçek tutarın ne olduğu hususunda denetime elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/10/2016 gününde oy çokluğuyla karar verildi. (M) (M) KARŞI OY YAZISI Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 10.3 maddesi hükmü gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizliğin bulunmamasına göre hükmün onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun bozma yönündeki düşüncesine katılmıyoruz.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
SANIĞIN DENETİM SÜRESİ İÇİNDE YENİ BİR SUÇ İŞLEMESİ - ZAMANAŞIMI
Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
MicrosoftInternetExplorer4
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
DERDESTLİK KOŞULLARI - TEMYİZ DİLEKÇESİ - Dava açılması - Dava şartları - TEMYİZ HARCI - hukuki yarar - usul hukuku - dava sebebi - ilk itiraz - DAVA ŞARTI - ayni dava
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2014NUMARASI : 2014/866-2014/352Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın derdestlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?