MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2013/486-2013/743Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı ile müvekkilleri arasında imzalanan acente sözleşmesi uyarınca müvekkillerinden İ.. Y..' ın davalı şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığını, çalıştığı dönemde kendisine tahsis edilen araç ve kitaplar karşılığında diğer müvekkilinin de kefil olduğu teminat senedinin alındığını, müvekkili İ.. Y..' ın elindeki tüm malları teslim ederek işten ayrılmasına rağmen, iade edilmeyen bu senedin davalı tarafından Ankara 28. İcra Müdürlüğü' nün 2011/18011 sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu beyanla, müvekkillerinin bahse konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının sunduğu acente sözleşmesine göre alınan teminat senedinin işten ayrılması sırasında davacıya iade edildiğini, bahse konu icra takibine konu edilen senedin teminat senedi olmadığını, davacı tarafın çalıştığı sürece yaptığı kitap satışlarından aldığı ancak şirkete ödemediği meblağlar olduğunu, bu nedenle zamanla cari hesap açıklarının olduğunu, görüşmeler sonrasında bu cari hesap açığı için takibe konu senedin düzenlendiğini, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini ve nakden kayıtlı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, menfi tespit davasında kural olarak ispat yükünün senet keşidecisi olan davacı tarafta olduğu, ancak senedin talili durumunda ispat yükünün değişeceği, davacıların takibe konu senedin sözleşme kapsamında teminat senedi olarak verildiğini ve sözleşme feshedildikten sonra da iade edilmediğini iddia ettikleri, davalı vekilinin sözleşme kapsamında alınan senedin iade edildiğini, iadeye dair bir tutanak düzenlenmediğini, taraflar arasında görüşülerek alacak-verecek ilişkisine dayalı olarak ikinci bir senet düzenlendiğini ve takibe konu senedin bu senet olduğunu beyan ettiği, taraflar arasında acente sözleşmesi düzenlendiğine ve bu sözleşme kapsamında teminat senedi verildiğine dair bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın takibe konu senedin bu teminat senedi olup olmadığı hususunda toplandığı, davalı taraf sözleşme kapsamında aldığı teminat senedini iade ettiğini savunduğundan bu savunmasını ispat yükünün davalıda olduğu, ancak davalı tarafın buna dair tutanak veya başka bir kanıtının olmadığını bildirdiği, davalı tarafın teminat senedinin iadesine dair beyanlarına göre teminat senedinin iade koşullarının da oluştuğunun uyuşmazlık konusu olmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, bahse konu icra takibinin dayanağı olan senetten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetle takibe geçildiği ispatlanamadığından davacıların tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takip ve dava konusu edilen 05.01.2010 tanzim, 05.01.2011 vade tarihli "nakden" kayıtlı 6.590-TL miktarlı senedin dosyaya bir örneği sunulan 09.05.2009 tarihli acente sözleşmesi gereğince verilen teminat senedi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı yan, dava konusu senedin anılan sözleşme uyarınca verilen teminat senedi olup, sözleşme ilişkisi sona erdiği halde iade edilmediğini ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuş, davalı yan ise, sözleşme uyarınca verilen teminat senedinin iade edilmiş olduğunu, dava konusu senedin, davacı İ.. Y..' ın sattığı kitaplardan kaynaklanan cari açık borcu nedeniyle düzenlenen bir senet olduğunu savunmuştur. Bu durumda, her 2 taraf da senedin ihdas nedenini talil etmiştir. Başka bir anlatımla, somut olayda çift taraflı talil sözkonusudur. Çift taraflı talilde ispat yükü yer değiştirmez. O halde mahkemece somut olay bakımından ispat külfetinin davacıda olduğu gözetilmeden, davalı tarafa yüklenmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.