MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine 09.03.2009 vade tarihli ve 24/04/2009 tarihli bonolara dayalı olarak takipler yaptığını, takiplerin dayanağı bonoların taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya borçlu olunan dönemde teminat amacıyla düzenlenip, açığa imza atılarak davalıya verildiğini, cari ilişki neticesinde müvekkillerinin borcunun kalmadığını, davalı tarafça senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurularak ... İcra Müdürlüğünde ve ... İcra Müdürlüğü'ndeki dosyalar ile takibe konu edildiğini, bonoların bedelsiz olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, takiplerin dayanağı bonoların iptalini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, takip dayanağı bononun davacılara verilen nakit ödünç nedeniyle düzenlendiğini, borcun ödenmediğini, teminat ve açığa imza iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacılardan tahsilini istemiştir.Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacılardan tahsilini istemiştir.Mahkemece, davalının davacılar aleyhine 2 adet bonoya dayalı 2 ayrı takip yaptığı, takip dayanağı bonoların açık bono olarak düzenlendiği ve teminat amacıyla verildiği iddiasıyla davanın açıldığı, incelenen davacı defterlerine göre bonoların teminat olarak verildiğine dair defterlerde bir kayıt bulunamadığı, borçlu olunmadığına dair bonolara karşılık aynı kuvvet ve mahiyette delil sunulmadığı, davacıların iddiasını ispatlayamadıkları, yargılama aşamasında takiplerle ilgili olarak tedbir kararı verilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine, davalı vekilinin icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Birleşen dava yönünden yapılan incelemede, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle davanın 6100 sayılı HMK döneminde açılmış olmasına ve açıkça yemin deliline dayanılmamış olmasına göre birleşen davada, birleşen davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.2- Asıl dava yönünden yapılan incelemede, davacı senetlerin teminat olduğu ve borç bulunmadığı iddiasıyla menfi tespit talebinde bulunmuştur. HUMK’un yürürlükte olduğu zamanda açılan davada, dava dilekçesinde sair deliller diyerek yemin deliline de dayanıldığından, mahkemece iddiasını yazılı delille kanıtlayamayan davacıya, karşı tarafa yemin yöneltip yöneltmeyeceği hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava yönünden ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.