Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13815 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3595 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 14/10/2014NUMARASI : 2014/507-2014/280DAVACI : G.. T.. vek.Av. A.. T.. DAVALI : U.. L... vek.Av. T.. K.. Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen 29.11.2012 tarihli ilk hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 02.05.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2013/5341 E. - 2013/7924 K. sayılı bozma ilamında "...Dava, menfi tespit davasıdır. Davalı, davacı aleyhine 20.08.2008 keşide tarihli ve 25.000 TL bedelli çeke dayalı olarak 19.02.2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla 25.000 TL' si asıl alacak olmak üzere toplam 29.576.45 TL üzerinden takip başlatmıştır. Davacı taraf çekin keşide tarihinden sonra ancak takipten önce; değişik tarihlerde 15.000 TL, 3.000 TL ve 2.000 TL takipten sonra ancak dava açılmadan önce ise 7.000 TL ödeme yapmıştır. Menfi tespit davalarında; borç miktarının dava tarihi itibariyle saptanması gerekir. Bu durumda mahkemece, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak davacının dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar saptanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, yanlar arasında dava öncesinde 27.000-TL' nin ödendiği hususunda herhangi bir ihtilaf olmadığı, bozma sonrasında bilirkişi raporu alındığı ve buna itirazlar sonucunda ek rapor alındığı, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet ek raporuna göre, dava tarihi olan 16.11.2011 itibariyle davalı alacaklıya davacının 3.634,34 TL borçlu bulunduğu, icra takibine konu edilen çek sebebi ile takip dosyasında davacının davalıya bu tutarın dışında borcunun bulunmadığı, bu kapsamda 27.000-TL ödeme nazara alındığında, borçlu olunan 3.634,34 TL'nin mahsubu neticesinde yapılan hesaplamaya göre, davacının davalıya 23.365,66-TL (27.000-3.634,34) borçlu olmadığının belirlendiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, İstanbul 13.İcra Müdürlüğü' nün 2009/4546 sayılı takip dosyasında davacının davalıya 23.365,66 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı yanın ödemeyi bilmesine rağmen davacı aleyhine takip yapmakta kötüniyeti sabit olduğundan davalının takip tarihi nazara alınarak %40’ ına isabet eden 9.346,26 TL kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Davacı vekili, davalı vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de, sözkonusu dilekçenin temyiz defterine kaydedilmediği gibi, temyiz harçları da yatırılmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.3- Hükmüne uyulan bozma ilamında, davacı aleyhine yapılan icra takibinde davalının 29.576,45-TL alacak talep ettiği ve davacı tarafından bir kısmı takipten önce, bir kısmı ise takipten sonra ve davadan önce olmak üzere toplam 27.000-TL ödeme yapıldığı iddiasıyla, takibe karşı menfi tespit davası açıldığı açıkça bildirilmiş, mahkemece de davacının eksik harç yatırmış olması nedeniyle 14.04.2014 tarihli makbuzla harç ikmali suretiyle 27.000-TL' ye tamamlanmıştır. Bu durumda dava değeri 27.000-TL' dir. Bozma ilamında yapılan ödemeler belirtilmiş olup, İİK 72/4. maddesi gereğince borçlu davacı yararına hükmedilecek tazminatın sadece takipten önceki ödemeler miktarı üzerinden dikkate alınması gerekirken, davalının takipte haklı olduğu, takipten sonraki ödemelerin de davalı aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatı hesabında dikkate alınması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.