MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya koltuk imalatında kullanılmak üzere civata siparişi verdiğini, davalının 16.02.2013 tarihli faturada belirtilen 510.000 adet M6 ağaç somunu gönderdiğini, fatura bedeli 15.947,70 TL'nin ödendiğini, alınan somunların koltuk döşemelerinde kullanıldığını, imal edilen koltukların satıldığı 3.şahısların somunların hatalı ve ayıplı olduğu konusunda sayısız şikayette bulunduğunu, satılan malların tamamına yakınının müvekkiline iade edildiğini, somunlardaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu, ağaç somunlarının müvekkiline gönderilme anında usulüne uygun yapılan gözden geçirmede ayıbın anlaşılmasının mümkün olmadığını, müvekkiline yapılan iade üzerine yapılan incelemede, ağaç somunlarının numune somunlardan farklı olduğu, yivler arasındaki mesafenin standartlara uygun bulunmadığı, M6 cins ve ebadında olmadığı, ağaç somununun tam olarak görevini yapamadığını ve gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu durumun davalı şirkete bildirilmesi üzerine 7500 adet somunun geri alındığını, ancak kalanın geri alınmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından 25.09.2013 tarihli ihtarname keşide edilerek ayıplı olan kullanılmış az sayıdaki ağaç somunları hariç somunların geri kalanının şirketlerinden alınması, yerlerine cins ve evsafa uygun kullanılabilir halde olan ve ayıbı bulunmayan somunların gönderilmesinin, aksi halde bedelinin tahsili için dava açılacağı hususunun ihtar edildiğini, davalı şirketin bu hususları yerine getirmediğini belirterek, maddi ve manevi tazminat hakkı saklı kalmak kaydı ile, satış akdinin feshi ile satışa konu 510.000 adet somundan geri kalan 502.500 adet somunun iadesine, 15.713,18 TL.satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu somunların üreticisi olmayıp, tedarikçisi olduğunu, husumetin ithalatçı ...'ne yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca ticari bağlantının 16.02.2013 tarihinde yapılmasına karşın, ayıp ihbarının 27.09.2013'de yapıldığını, davacı şirketin teslim aldığı malı 8 gün içerisinde incelemek zorunda olduğunu, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, satılan mallarda herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, ayıp olup olmadığının, bunun neden kaynaklandığının belirtilmesinin zaruri olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan inceleme ve bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında somunların satışı konusunda anlaşma yapıldığı hususunda bir ihtilaf bulunmadığından davalının husumet itirazının reddedildiği, işin esasına girilerek yapılan yargılama sonucunda ise, dava konusu malların ayıplı olduğunun tespit edildiği, ayıbın, davacının müşterilerine teslimden sonra ortaya çıktığı, halin icabına göre Borçlar Kanunu'nun 223/2.maddesinin uygulanmasının gerektiği, ayıp ihbarının süresinde olduğu, davacının seçimlik hakkını, sözleşmenin feshi, ayıplı ürünün iadesi ile satılan mal için ödenen bedelin davalıdan tahsili konusunda kullandığını, sözleşmenin feshi talep edildiğinden tarafların aldıklarını birbirine iade ile yükümlü oldukları, davacının 7500 somunu iade ettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshi ile davacının ödediği, 14.950 TL'nin temerrüt tarihi olan 08.10.2015'den itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının yedinde bulunan 510.000 adet ağaç somununun ödeme anında davalıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıdan aldığı, M6 ağaç somunlarınının ayıplı olduğunu belirterek bedelinin iadesini istemiştir. Mahkemece davacının elinde bulunan somunlar üzerinde keşif esnasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde, bilirkişi elle denemek sureti ile vidanın karşı tarafla birleşmediğini, tornavida ile yapılan zorlamada somunların tutmadığını belirlemiş, ancak sonuçta söz konusu ayıbın gizli ayıp olduğunu bildirmiştir.Türk Borçlar Kanunu'nun 219.maddesinde satıcının ayıptan sorumluluğu düzenlenmiş, aynı Yasanın 223.maddesinde ise, alıcıya satın aldığı malları gözden geçirme ve ayıp görürse bunu uygun sürede satıcıya bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.Bilirkişinin dava konusu mallarda tespit ettiği bulgular, koltuk imalatı ile uğraşan davacının basit bir muayene ile anlayabileceği açık ayıp niteliğindedir. Alıcının açık ayıbı ilk muayenede tespit edip, satıcıya uygun sürede bildirmesi gerekir.İhbar ve muayene yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının ayıba dayanarak hak talebi mahkemece kabul görmez.Somut olayda satış tarihi 16.03.2013, ihbar tarihi 27.09.2013 olup, davacı muayane ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dayanağı bulunmayan gizli ayıp nitelendirmesine itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi, doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.