MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 21/01/2015NUMARASI : 2014/663-2015/45Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı C..arasında 2 adet genel kredi ve teminat sözleşmesi akdedildiğini, davalının 12/04/2012 tarihli ilk sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak kredilerin normal seyrini kaybetmesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, ihtara konu edilen esnek hesap kredisi ve business card kredi hesabının davalının da imzasının bulunduğu sözleşmeye istinaden kullandırıldığını, dolayısıyla davalının bu alacak kalemlerinden sorumlu tutulduğunu, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin 12/04/2012 tarihli kredi sözleşmesini ortağı olduğu asıl borçlu şirketi temsilen imzaladığını zannettiğini, sözleşmedeki ''sorumlu tutulan miktar'' kısmını müvekkilinin doldurmadığını, daha sonra müvekkilinin şirket ortaklığını diğer ortağa devrettiğini ve bu hususun 08/10/2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandığını, bunun üzerine davalı bankanın önceki kredi sözleşmesini bertaraf ederek asıl borçlu ile 16/10/2012 tarihinde yeni bir kredi sözleşmesi imzaladığını, davalı bankanın müvekkiline önceki kredi sözleşmesinden sorumlu olmadığına dair 15/03/2013 tarihli yazıyı faksladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre, davacı banka ile dava dışı C.. arasında 12/04/2012 tarihli 400.000,00 TL limitli ve 16/10/2012 tarihli 400.000,00 TL limitli 2 ayrı genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, 12/04/2012 tarihli ilk sözleşmede davalının kefil olarak imzasının bulunduğu, 16/10/2012 tarihli ikinci sözleşmede ise imzasının bulunmadığı, ikinci sözleşmenin imzalandığı 16/10/2012 tarihinde dava konusu hesaplarda bakiye borcun bulunmadığı, borç bakiyelerinin 16/10/2012 tarihli 400.000,00 TL limitli ikinci sözleşme kapsamında işlem gördüğü, davalının kefalet imzasının yer aldığı 12/04/2012 tarihli sözleşmeden doğan kredi borcunun bulunmaması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı banka tarafından davalı hakkında, davalının kefil olduğu 12/04/2012 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırıldığı ileri sürülen esnek hesap kredisi ve business card kredi hesabından doğan borç nedeniyle icra takibi başlatılmıştır. Mahkemece, davalının kefil olarak imzasının yer aldığı 12/04/2012 tarihli sözleşmeden doğan kredi borcunun bulunmaması nedeniyle davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi denetime de elverişli değildir.. Mahkemece yeniden banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu esnek hesap kredisi ve business card kredi hesaplarının hangi kredi sözleşmesine istinaden açıldığı ve kullandırıldığı belirlenip, ayrıca kredi hesabındaki borcun bir tarihte sıfırlanmış olmasının kredi sözleşmesinin sona erdiğini göstermeyeceği de gözetilip, davalı kefilin imzasını içeren 12/04/2012 tarihli sözleşme kapsamında davalıya bankaya borçlu olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.