MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 4 adet ön satış protokolü ile davalının inşa edeceği belli tipteki villaları davacıya satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmelerde öngörülen ödemeyi davalıya yaptığını, ancak davalının 02.02.2005 tarihli yazı ile ''projenin öngörülen tarihte bitirilemeyeceğinden’’ ön mutabakatın tek taraflı olarak kaldırıldığını ve ödenen avansın iade edileceğinin bildirildiğini, müvekkilince bu durumun kabul edilmediğini, taşınmazların inşaat süresi zarfında çok fazla değer kazandığından davalının kötüniyetle ifadan kaçındığını, böylece müvekkili şirketi zarara uğrattığını, sözleşmeyi ifadan kaçınan davalı şirketin taşınmazların piyasa değeri ile sözleşmesel satış bedeli arasındaki farktan müvekkiline karşı sorumlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla zararlarının şimdilik 250.000 USD’lik bölümünün faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, davacının ... Resort projesi ile ilgili olarak ileride sözleşme yapma ihtimaline karşı ön satış protokolü adı altında adi yazılı yapılmış belgeye dayanarak maddi tazminat davası açmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, davacıdan 4 adet villanın ilk ikisi için 2000 senesinde diğer iki villa için ise 2003 senesinde muhtemel satış sözleşmesinin bedelini karşılamayacak kadar küçük bir ödeme olan 40.000 ABD Doları aldığını, bu meblağın davacının iddia ettiği gibi sözde satış bedeli olarak ifa niteliğini taşımadığını, iade edilmek istenen paranın davacı tarafça alınmayarak temerrüde düştüğünü, beyan ederek davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, taraflar arasında düzenlenen ön satış protokolleri ile davacının 4 adet villayı satın aldığı, sözleşmeler nedeniyle davalıya kısmi ödemelerde bulunduğu ancak davalının bu villaları tamamlayıp davacıya teslim etmediği, dava dışı 3. kişilere sattığı, söz konusu sözleşmeler ile tapuda kayıtlı bu taşınmazların satılması ve mülkiyetinin davacıya devredilmesinin amaçlandığı ancak sözleşmeler tapuda resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, davacının davalıya ödediği bedelin ödeme tarihlerinden itibaren denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak faiziyle birlikte 148.400 USD’nin iadesini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapuda kayıtlı taşınmazın tapu dışı ön satış sözleşmesi sonrasında davalının resmi şekilde satış işlemlerine yanaşmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Davacının, davalıya dava konusu adi yazılı şekilde yapılan ön sözleşme uyarınca ödemelerde bulunduğu ve daha sonra davalı tarafça ödemelerin iadesine hazır olunduğu yolunda davacıya ihtar çektiği tartışmasızdır.Tapuda kayıtlı taşınmazların tapu dışı satışları geçersiz olup, geçersiz sözleşmeler karşısında herkes verdiğini geri alabilir. Nitekim bilirkişi raporunda da bu ilkelere değinilmiş ancak raporun devamında denkleştirici adalet ilkesinden hareketle yapılan zarar hesabında açıklanan tazminatın istenebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.Somut olayda, bilirkişi raporunun denkleştirici adalet ile ilgili kısmının hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ilkeler ve talebin kapsamı gözetilerek çözümlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.