Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13440 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2451 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hüküm ile tavzih talebinin reddine ilişkin verilen ek kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili bankanın borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalı borçlu ...'ın kredi sözleşmesine borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, borçlu firma ve müşterek borçlu kefil olan davalının borçları vadesinde ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bankanın alacağının ödenmemesi nedeniyle icra takibinin başlatıldığını, davalının kefil olduğu borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kefalet sözleşmesinde kefalet tarihinin yer almadığını, müvekkilinin belgelerde imzasının bulunmadığını, sözleşmenin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 307 vd. maddeleri gereğince feragatın davayı sona erdiren taraf işlemi olduğu, açıklandığı anda tüm hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, davacı vekilinin vekaletnamesinde davasından feragat etmesi yönünde açık yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen hüküm ile tavzih talebinin reddine ilişkin verilen ek karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle hüküm fıkrasının tavzih yolu ile düzeltilmesinin mümkün olmamasına göre davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın onanmasına, 2-Davacı vekilinin asıl karara yönelik temyizine gelince;Davacı vekili 20.11.2015 tarihli dilekçesinin son parağrafında “konusu kalmaması nedeniyle feragat edilen sayın mahkemenizde açılan işbu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini arz ve talep ederim” diyerek alacağın tahsil edildiğini ve davanın konusunun kalmadığını bildirmiştir. Bu beyanın HMK. 307.maddesi kapsamında davadan feragat olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması ve davacı aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Sonuç: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle ek kararın onanmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.