Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13424 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7176 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki İİK'nun 89/3. maddesine göre 3. şahıs tarafından açılan menfi tespit davasının bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalı vek. Av. ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkiline tebliğ edilen 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin usulsüz olmaları nedeniyle bu tebligatlara karşı süresinde ve usulüne uygun itiraz edilemediğini, müvekkilinin takip dosyasında borçlulara borçlu olmadığını ileri sürerek İİK'nın 89. maddesi uyarınca müvekkilinin takip borçlularına borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının yasal süresinde iş bu davayı açmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; takip borçlusunun davacı şirkette herhangi bir alacağının bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı temlik alan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08/05/2013 tarih ve 2013/4828-2013/8380 E-K sayılı ilamı ile "Dava konusu ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/41159 E. sayılı takip dosyasında davacı şirket yetkilisi olduğunu beyan eden ...'in 11.05.2011 tarihli haciz tutanağında “..dosya borcumuz 350.000,00 USD'dir. Dosya borcunun 350.000,00 USD'lik kısmını kabul etmekteyim ve dosya borcunu en kısa zamanda ödeyeceğim” şeklinde beyanda bulunduğu, devamla “..iki ayrı taksit halinde ödemeyi kabul ediyorum” dediği görülmüş olup, davacı şirket yetkilisi olduğunu beyan adı geçen şirket yetkilisinin bu beyanı üzerinde durularak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik inceleme sonucunda verilmiş olan karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulması sonucunda Mahkemece, şirketi temsil yetkisinin kapsam ve sınırlarının işlem tarihinde yürürlükte olan TTK'nun 371. maddesinde düzenlendiği, yasal düzenleme uyarınca temsil yetkisinin miktar yönünden sınırlandırılması 3. kişiler açısından bağlayıcı olmadığı, esasen temsil yetkisindeki yasada öngörülmeyen bu tür bir sınırlamanın tescil ve ilan edilmiş olması da sonucu değiştirmeyeceği, bu nedenle, şirket yetkilisi olduğu anlaşılan ...'in beyanı davacı ile dava dışı kişiler arasındaki ticari ilişki de göz önüne alındığında borç ikrarı olarak kabul edildiği gerekçesiyle davanın reddine, %40 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. 11/05/2011 tarihinde yapılan haciz sırasında davacı şirketin mali koordinatörü ... borcun 350.000 USD kısmını kabul etmiştir. Bozma kararımızda bu şahsın beyanının değerlendirilmesi istenmiştir. 22/02/2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde bu şahsın 50.000 USD'ye kadar şirketi temsile yetikil olduğu bildirilmiştir. Haciz sırasında haczin ihtiyati haciz niteliğinde olmadığı için haciz baskısından bahsedilmeyeceğinden davacı temsilcisi ...'in bu beyanı davacı şirketi 50.000 USD için bağlayıcı olacaktır. Mahkemece bu yetki gözetilerek 50.000 USD için davanın reddine, bakiye alacak için kabul kararı verilmesi gerekirken bozma kapsamı ve delillere uygun düşmeyecek şekilde davanın tümünün reddine karar verilmesi ve kabule göre de yasaya aykırı olarak davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.