Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13263 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9217 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ile davalı asil ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı asil, davalı tarafından hürriyeti tahdit edilerek cebir ve şiddet kullanılmak suretiyle iki adet senet imzalatıldığını, bu senetlerle ilgili şikayette bulunması üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmanın devam ettiğini, davalıya senet verilmesini gerektirir hukuki veya ticari bir ilişki de bulunmadığını ileri sürerek söz konusu senetler sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil, davacı tarafından kendisine satılıp teslim edilmeyen daire karşılığında iş bu icra takibine konu senedin verildiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; cebir ve şiddet kullanmak suretiyle iradesinin fesada uğratılması neticesinde imzalatılarak senedin alındığını iddia eden davacının MK'nın 6 maddesi gereğince iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının şikayeti üzerine başlatılan ceza soruşturması neticesinde davalı aleyhine, kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının iddia ettiği ikinci bir 220.000 TL tutarındaki zorla imzalatıldığı iddia edilen senedin yargılama aşamasında dosyaya yansımamış bulunması da birlikte değerlendirildiğinde davacının dava dilekçesindeki iddialarını ispatlayamadığı, icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararı infaz edilemediğinden, davalı lehine kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın ve davalı lehine kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, dava dilekçesinin içeriğinden anlaşılacağı üzere 2 adet senetten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava açıldığında maktu peşin harç yatırılmış, 09.05.2011 tarihli tensip tutanağında eksik peşin harcın ikmali konusunda ara kararı oluşturulduğu halde dava konusu bonoların toplam değerleri üzerinden hesaplanıp alınması gereken eksik nisbi peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilmiştir. Davacının, anılan tutanakta adli yardım talebinin de reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 492 sy. Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi hükmü uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASI gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.