Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13096 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10422 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen 31.12.2012 tarihli ilk hüküm davalılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 29.09.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2014/9093 E. - 2014/14291 K. sayılı bozma ilamında "... Dava konusu icra takibinde toplam 108.460,20 TL'nin tahsili istenmiş ise de, itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında 54.112,00 TL talep edilmiş, ancak 07/11/2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava, 81.167,25 TL üzerinden ıslah edilmiştir. İtirazın iptali davaları itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süredir. Somut olayda dava 54.112,00 TL üzerinden açılmış olup bu miktarın dışında kalan kısım yönünden ıslah tarihi itibariyle 1 yıllık süre (dava tarihi de gözetildiğinde) dolmuş olduğundan davanın dava dilekçesindeki bedeli üzerinden değerlendirilip sonuçlandırılması gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. " denilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyularak bozma doğrultusunda işlem tesisinin zorunlu olduğu, davanın dava dilekçesindeki ıslah edilmemiş hali ile kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalıların .... İcra Müdürlüğü' nün 2011/1709 sayılı icra dosyasında 54.112-TL' lik alacak miktarına yaptıkları itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, asıl alacak miktarı olan 54.112-TL' nin %20' si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davacı, kefalet sebebiyle ödediği miktarın diğer kefillerden rücuen tahsili için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine işbu dava açılmıştır. 818 sayılı BK 488. (TBK 587 md.) maddesinde düzenlenen birlikte kefalet hükümleri uyarınca, birden çok kişi aynı anda borca birlikte kefil oldukları takdirde herbiri kendi payı kadar sorumludur. Bu çerçevede hüküm tesis edilirken, davalı kefillerin sorumluluk miktarlarının da belirlenmesi gerekirken, davacı kefil tarafından ödenen miktar yönünden davalı kefillerin de müteselsilen sorumlu olacakları şekilde karar verilmesi ve buna göre tazminat ve masraflara hükmedilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.