MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit/istirdat davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen 26.04.2011 tarihli ilk hüküm davacı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 24.09.2012 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2012/3652 E., 2012/13421 K. sayılı bozma ilamında “....Davacılar, davalı ile imzalanan sözleşmenin kendilerine verilmediğini, davalının yasal izin ve onay almadan kredi verdiğini, faiz ve gecikme faizi oranlarının makul olmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitine ve fazla ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini istemişlerdir. Davacıların bu talebi menfi tespit istemi niteliğinde olup mahkemece hükmü temyiz eden davacı kefil yönünden işin esasına girilerek ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi hükmünün olayda uygulanıp uygulanamayacağı değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...” denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu' nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun' un 7. maddesinde TBK' nın kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76, faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağının hükme bağlandığı, 6098 Sayılı TBK' nın 27. maddesinde kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğunun belirtildiği, davalı şirket yetkilisinin soruşturma aşamasında verdiği ifadede ikrazat belgesi olmadığını, faiz oranlarının yüksek olduğunu, müştekilerle anlaşarak faiz indirimine gideceklerini beyan ve kabul ettiğinden davacı kefil ... yönünden sözleşmenin geçerli olmadığı sonucuna varıldığı, davacı ...'ın istirdadını talep edebileceği miktarın alınan bilirkişi raporu uyarınca 19.692,36-TL olduğu, davacı ... ile ilgili feragat bulunduğu gerekçeleriyle, davacı ...'la ilgili davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ...'la ilgili davanın kabulü ile, davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 19.692,36-TL' nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Mahkeme, davacının mahkemeye sunduğu makbuzlar dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı ...' ın ödemelerini belirlemiş, buna göre karar vermiştir. Ancak, davalı tarafından kabul edilmeyen ödemelere ilişkin makbuz asıllarının dosyada olmadığı, davacı ödemesi olarak kabul edilen kartsız para yatırma şeklinde yatan bu para makbuzlarındaki TC kimlik nolarının birkısmının diğer davacı ...' a ait olduğu anlaşılmaktadır. Davacıya, ödemelere ilişkin ve haricen yaptığını ve icra dosyasına bildirildiğini beyan ettiği 12.000-TL' lik ödeme için icra dosyasıyla ilgili harç tahsil makbuzu aslını sunması için süre verilerek, bu belgelerin sunulması halinde davacı ödemelerinin yeniden hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.