MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı görev nedeniyle dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili kurumun davalı yüklenici ile 24/09/2010 tarihli satınalma sözleşmesi imzaladığını, sözleşme kapsamında ürünlerin sipariş edildiğini, ancak davalı firma tarafından sözleşme uyarınca teslim edilmesi gereken birçok siparişin teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkilince sözleşmenin feshedildiğini belirterek, haklı fesihten dolayı iptal edilen siparişlerden doğan alacakları nedeniyle, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, 3.657,60 TL gecikme cezası, 3.354,15 TL cezai şart, 442.74 TL sipariş damga vergisi ve 55,34 TL fesih damga vergisinin avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin tebliğe çıkarılmadığı, dosya üzerinden karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece, davacının kamu kurumu olup, hukuki anlaşmazlığın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davanın TTK'nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan bizatihi Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gereken davalardan olmadığı gibi, davalı idarenin ticari işletmesi de olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçeleriyle, HMK'nın 114/1-c, 115/2. maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresinde talep edildiğinde dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Devlet Malzeme Ofisi (DMO) 233 S. Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK'ye tabi bir kamu iktisadi kuruluşu olup, kuruluş sermayesinin tamamı Devlete ait olan, tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan kamu iktisadi teşebbüsü olup, ana statüsünün teşekkülün yapısının düzenlendiği 5. maddesinde;"(1) Bu Ana Statü ile teşkil olunan ... tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.(2) Teşekkül, KHK ve bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir.(3) Teşekkül, Sayıştay'ın denetimine tabi değildir." hükmü yer almaktadır.Somut olayda uyuşmazlık taraflar arasında imzalanmış olan 24/09/2010 tarihli satınalma sözleşmesinden doğmakta olup, davacı da ana statüsünde özel hukuk tüzel kişisidir.(Bkz. aynı yönde HGK'nun 21.12.1983 tarihli ve 1981/6-387 E. 1983/1350 K. )Kaldı ki, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK'nın tüzel kişiler başlıklı 16. maddesinde; “(1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. O halde mahkemece, davacı, özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olup, 6102 Sayılı TTK'nın 16/1. maddesi gereği tacir sayıldığından, işbu davaya bakmakla görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olduğu göz önünde bulundurularak, esas yönünden değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.