MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında senede dayalı icra takibi yaptığını, müvekkilinin ödeme taahhüdünde bulunduğunu, şifahi anlaşma gereği borcun müvekkilinin kredi kartından muhtelif tarihlerde ödenmesine rağmen davalının ödeme taahhüdünü ihlalden icra mahkemesine şikayette bulunduğunu belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yapılan ödemelerin icra takibine konu borca ilişkin olmayıp, taraflar arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan ve davacı tarafından davalı adına tahsil edilen paralara ilişkin olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının davacının iddiasını kabul etmediği, ispat yükü kendisinde olan davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, senede dayalı borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit davası olup, yapılan ödemeler konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Borcun doğumundan sonra yapılan ödemelerin borca mahsuben yapıldığının kabulü gerekir. Bu durumda ödemelerin başka bir borca ilişkin olduğunu iddia eden davalının iddiasını ispat etmesi gerekeceğinden, mahkemece ispat yükünün tayininde hataya düşülerek karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.